Translate

2 Haziran 2012 Cumartesi

Kendime ait anekdot 3: korkunç ve gerginç film kuşağı

Kuzenimin Şehir dışında olduğu zamanlar da biraz yalnız kalmak için, kafa dinlemeye giderdim evine, bizim sokağın tam arka sokağında otururdu. eve yakınya, ihtiyaç anında ulaşılabilecek mesafedeydim yani.
En lüx zaman dilimiydi benim için, bu yalnızlığıma ortak da bir arkadaşım vardı yanımda oh değmeyin keyfimize. En büyük keyfimiz yemek vs. olayı bittikten sonra ikimizde bilgisayarlarmızı açıp önce facebook ta oynadığımız oyunlarda biribirimizi geçmeye çalışmak sonrada gecenin ilerleyen saatlerinde korku filmleri izlemekti. Ödümüz burnumuzda bir kanepede biribirine yapışmış iki fil edasında film izlemenin dayanılmaz cazibesi...hele bir de birbirimizi korkutma seremonilerimiz yok mu.. tırsak ruhlarımızın en komik hali yüzümüze yansırdı :)
biribirimizi korkutmaya öyle bayılırdık ki ve öyle paronoyak şeyler aklımıza gelirdi ki, bir gece yine korku filmi seyrederken kahve için kalktığımda karşı odanın kapısına doğru ''ooo hoş geldin arkadaşım'' dedim. kahveleri alıp oturduğum da o taraftan bir ses duyunca, gözlerimiz fal taşı gibi açık birbirimize bakakaldık. Arkadaşım tüm ışıkları açarak gidip odanın kapısını kilitledi ve biz daha da korkmuş bir şekilde filmimizi izlemeye devam ettik.
Hiç yoktan yere başımızı ecinlilerle derde sokmanın ne alemi var değil mi ama?..olsun korku duygusunu arada yaşamak iyidir. Şiddetle tavsiye ederim :)

2 yorum:

  1. Hah haaa yatak odasının kapısını kilitledim bir de anahtarı üstünde bırakmamıştım :)))))

    YanıtlaSil
  2. evet yaa bir de kendi kendine sönen aspitör ışığı vardı değil mi? hele o hırsız korkusu :))

    YanıtlaSil