Translate

28 Ocak 2014 Salı

Şarkılar ve Anılar :)

Bu gün ne yazayım diye düşündüm düşündüm sonunda hem yazayım hemde müzik çalayım dedim. Tabi benim için hoş anıları olan şarkılar var bu yazıda umarım beğenirsiniz sizde :)

Bu şarkıyı bizim Hergeleye Gamsız Girilmez etkinliğimizin Arabesk Kafası için bana şarkı bul dediğimde bulmuş, neredeyse kusturana bu şarkıyı dinletmişti. Yaw hakikatten de biz hatun milletine ne yapsanız yaranılmıyor bazen, düşünüyorum da adam daha önce benim yaşamadığım pek çok güzel şey yaşattı bana, o ne kadar güzel şey yaptıysa bende itina ile içine ettim bir güzel, ona bile alınıp gücenmedi "ya bi s.ktir git" demeden hep yanımda durdu...hala daha yanımda ama artık zorlana kaprislene getirdiğim boyutta...Geçen gün üşenmedim düşündüm düşündükçe buhranlara geldim ve  ağlaya ağlaya aradım ne olur ben salağın tekiyim beni affet seni çok üzdüm diye, o da utanmadan evet üzdün ama hala çok değerlisin benim için üzülme artık dedi ya, daha da bi üzüldüm mü ben. Kendi yediğim haltı bilecek kadar büyüdüğüm için o zaman niye  bu kadar koruma kalkanlarımı kaldırdım da adama ilk defa beyaz adam görmüş yerli gibi saldırdım diye düşünsem de şu anki varlık şekli ile kaybetmeyi hiç bir zaman istemediğim değerli bir insandır ve umarım ota boka, bir kuru rüzgara savrulup gitmez yanımdan..iyi ki varsın CAN hep varolasın :)

Yıl 1996 iş için gittiğim şehirde adamın birine aşık oldum..hayatımın ilk aşkı ama..amanın resmen tapınıyorum ölüp ölüp diriliyorum vs. onun da öyle olduğunu düşünüyorum öyle de hissettirdiydi sağolsun bir süreliğine. Akşam arar sabah kapatırdık telefonu arada şekerleme bile yapardım..ne konuşurduk ki acaba ?? ama çok güzel fıkralar anlatırdı. Sonra ayrı şehirlerde yaşadığımız için görüşeceğimiz zaman neler yapacağımızı felan.. amanın çok güzeldi ya...şimdi bile yazarken yüzümde tatlı bir tebessüm yapıştı kaldı ya, len hala bi parça salağım onu bilir onu söylerim yani. Neyse bu şarkı o zamanlar çıktıydı bende bizim şarkımız olsun diye seçtim ona söyledim mi birlikte dinledik mi hatırlamıyorum ama ne zaman dinlesem bu bizim şarkımızdır bana göre tabi o zaman için :)...hoş şimdilerde faceden arada selam kelam hesabıyız o kadar ama öyle güzel bir anı ki. ama bu bölüme 2 parça koyacağım. 2 parça da o zaman onun kaldığı otelin lobisinde onu beklerken dinlediğim ve sonra yırtına yırtına arayıp bulduğum parça.. Klibide parçanın kendisi kadar ilginçtir  ve güzeldir.Ben ne kadar çöpçü ruhlu bir karıyım asla anlayamazsınız sevgili arkadaşlar tanıştığımız zaman o başka bir ben başka bir otelede kalırken oteller arası aranılan ve ben oda da olmadığım için not bırakılmış saatli dakikalı antteli kağıtlar, sonra yemeğe çıktığımız retaurantın kağıt peçetesi, resimler vs. amanın daha da neler...hoş bu sadece salt ona ait bir toplama ve saklama şekli değil benim için değerli olan herkese ait bir şey olsun tesasından...yani benim tasarrufumda ve sadece bende saklı kalacak şeyler. Güzel yani bir şekilde korumasını bilirliğimden belkide..hem belli mi olur 10 sene sonra aklımda uçmaya başlar benim, bari anılarımı tutturacağım sağlam dallarım olsun kaygısı belki de ne bileyim bunun gibi şeyler yani :)))

Mihael Bolton....Bu adam büyüdüğüm sokakta benim yaşımda kızı olan ve çok mutlu bir ailesi olan bir adama neredeyse ikizi kadar benzer. sanırım benim ilk platonik aşkımdır yani yaklaşık aşk meşk konularına aklımın ermesi 12 yaş başlangıcı ile oldu desek demek ki o adam da o zaman benim ilk platoniğim sayılır. Büyük kızına da ne uyuz olurdum ama :)) Neyse işte adamı hep kot pantolonu, çoğunlukla beyaz üstüne çizgili gömlekleri ve deri bir kol çantası ile hatırlarım tabii yanında karısı ve çocukları..olmayaydı daha iyi olurdu diye düşünmek o zamanlar değilde şimdilerde aklıma gelmiş bir olgu..çünkü o zamanlar bu durumu bile açıklayamadığın için Allah allah niye bu adamı gördüğümde evine girene kadar bakıyorum ki diye düşünürdüm herhalde...Seneler sonra Nişantaşın da bir parkta torununu gezdirirken karşılaşıp 2 satır sohbet etmişliğimiz olmuştur ama inanın adamın adını hala da bilmiyom ya...üstelik artık cadde üstünde oturduğum için markette, camda nerde görse selam vermeden geçmez bende öyle !!!! len adam da bana mı platonik yoksa ??? değildir tabi ki yani nereden baksanız 30 küsür sene...artık platonik değilim ama hayran olduğum bir konu var ki adam gibi adamdır. Büyük kızı benimle yaşıt olduğuna göre nereden baksanız 45 yıllık iyi ve kötü günlerle geçmiş bir evlilik ve 2 kız çocuğunu hakkıyla büyütüp şimdilerde hala delice aşık olduğu karısı ile kol kola yürürler...böyle uzun soluklu evlilikler artık kalmadığı için saygı ile eğilmekten kendimi alamıyorum önlerinde.....

Daha da vıdı vıdı etmiim diyorum ne dersiniz...şimdi müsadenizle uzanıp katil belgeselleri izleyip uyuyayım. Kendinize iyi bakın arkadaşlar. Görüşürüzzzzz :))))






22 Ocak 2014 Çarşamba

Görünenin Ardındaki Görünmeyenlerimiz (Nickimsiz Versiyon) :)

Genelde her kadın dışarıya çıkarken şıkır şıkır giyinip çıkar. Makyaj ful, giyim süper, parfüm harika vs.
Bu dış görünüşün ardında genelde neler vardır ondan bahsedeyim dedim bu gece de. Hazırsanız başlıyorum erkekgiller çünkü bu yazı biz hatungillerle ilgili ennnnn gizli sırlarımızdan birini içermektedir. Eğer öndeki uzvunuzdan başkaca kalbiniz, ciğeriniz, beyniniz hala varsa dikkat edin zira zarar görebilir !.... şaka be şaka o kadar da değil yani çünkü olmayan şey zarar görmez....ehue bakın bu gerçekten şakaydı işte :))

Süper bluzumuzun altında göğüslerimizi süper gösteren, muhtemelen de balen uçları yerlerinden çıktığı için canımızı acıtan bir sütyen vardır onun için barda, restaurantta ikide bir tuvalete gitmelerimizin ardındaki en temel sebeplerden biri budur, tuvalete girer girmez önce batan yerleri siz apış aranızı nasıl kaşırsanız kaşır, rahatlar sonra, daha sonra tekrar çıkacağını bildiğimiz balen denilen telleri yerlerine sokarız üstümüzü başımızı düzeltir, önce ellerimizi yıkar kurular sonra makyajımızı tazeleyip çıkarız...bu esnada hödük olmayan nesli tükenmeye yüz tutmuş efendilikten yana nasibini almış bir adamsanız bizi o bayan tuvaletinin önünde "napıyo bu, kaç yıllık işiyor anasını satiim" iç ses geçişi yaparken bekliyor olursunuz. Değilseniz de biz yerimize dönerken size odaklanır o boşluk zamanında kaç tane hatunu kesmişsinizdir diye genelde haklı olarak ufak buhran geçiririz. Bu bölümü anladıysanız ötekine geçiyorum, anlamadıysanız tekrar okuyun ve sonra tekrar, tekrar, tekrar...bir sürü kere daha yani :)

Giydiğimiz o incecik topuklu ayakbılarımızın üstünde kuğu gibi süzülürüz ya...ahada bu yalan vallahi de yalan ben denedim sonunda orangutan gibi sallana sallana eve dönmüşlüğüm çok olmuştur...çünkü genelde eve dönerken artık son sabrını yaşadığımız için kendimizi eve yaklaştıkça daha bir bırakırız yani önce kuğu gibi süzüle süzüle, sonra ördek gibi badi badi, sonra orangutan gibi kollar iki yana açık denge kurmayı sağlamak için ayaklarımızı iç yanlara ağırlığımızı vermiş olarak döneriz..eve girincede anırırız artık eşek gibi, acıdan yani, şahsen ben öyle yapıyorum da :)

Külotlu çorap giymek bir sanattır aslında, aldığımız külotlu çoraplar genelde ilk önce ağlarından yırtılmaya başlar çünkü, bir türlü üslubunca nazik çekemeyiz yani bazı konularda en az sizin kadar odunuzdur onu demeye çalışıyom kapişş ;) ben şahsen koltuk altlarıma kadar çekmeye çabaladığım için ağ kısmını ve lastik kısmının hemen altını caaarrrrt diye itina ile yırtarım..ama en az 2 kere giymeden de atmam..yani ilk giydiğimizde başına bi şey gelmediyse endişelenmeyin mutlaka gelecektir..onun için yanımızda çoğunlukla yedek bir çorap bulunur. Tabi siz bunları göremezsiniz genelde :)

Don meselesi...genelde şıkır şıkır dış görünümümüzün altında sizin mutlaka dantelli bir külot vardır, g-string vardır, tanga giymiştir kesin yada yok aha valla kadının donu yok hayallenmeleri, iç kısmımızı o an görebilme şansınız olsaydı sükut-u hayal olmaktan öteye gidemezdi sanırım. Çünkü genelde ya penye don yada toparlayıcı bir külot giymişizdir ama abartıp tuman yani dizlerden lastikli çiçekli böcüklü giyenlerimiz varsa bilmem, ben henüz denk gelemedim...gelmiş olan varsa benim adıma tebriklerini bir kez daha sunsun lütfen :)
ama eğer gecenin erotizme doğru uzama ihtimali varsa onunda sizin hayalleriniz doğrultusunda olanı mutlaka çantamızın gün görmemiş yerinde itina ile duruyordur :)

Evet arkadaşlar bu gece de gardırobumu düzeltirken gördüklerim ve kıkır kıkır güldüklerimden yola çıkarak "hadi bu akşamda bunu yazayım" diye düşündüğüm bir yazımın daha sonuna daha geldik. Yani dışımızdan taşan o şuh kadınların içine doğru baktığınızda çengelli iğne ile tutturulmuş sütyen askılarından tutun da bilmem kaç kere dikilmekten artık büzüşmüş çorap uçları, ağları vs ile karşılaşmanız işten bile değildir...haaa bu arada gergedan gibi geğirip, kıçımızın anüs kısmından neredeyse bas bariton sesler çıkartan üflemeli çalgılar kadar osurabiliriz...hatta bir kaç hatun evde manda gibi yayılmış dedikodunun dibine vururken bununla ilgili yarış bile yapabiliriz...diğer kadınları bilemem ama bizim klanımızda yapmışlığımız ve patlayana kadar gülmüşlüğümüz çok olmuştur :)

Haydi kalın sağlıcakla....iyi geceler :)

Bu adamın homoseksüel olduğunu öğrendiğimde16 yaşındaydım ve hayatımın en büyük hayal kırıklıklarından biri olduydu bana (sanki adamı nikahıma alacaktım ya nasıl bi helak olduysan artık) neyse işte ama o krizi atlattığımda hala deli gibi hayranıyım lan ben bu adamın nasıl dedimse hala da seviyom...haftada en az bir kere mutlaka şarkılarından birini mutlaka dinlerim, rahmetli olmayaydı iyiydi ya ama pekde muhim değil çünkü efsaneler asla ölmez bence....hepinizin bildiği ve eminim çoğunuzunda keyifle dinlediği bir parçadır bu....afiyet olsun canlarımmm :)))))

21 Ocak 2014 Salı

Ben Hayalet Olsaydım :)

Öyle ya birde hayalet versiyonumuzu düşünmek lazım...Ben büyük ihtimalle sevimli hayalet Casper tadında ama hacmi ondan hayli irice bir hayalet olurdum...totomu kaldırıp oradan oraya uçuşmak bile zor olurdu herhalde...ahahahahha ay tamam tamam olmazdı...zaten ruhsal hacim olarak düşündüğümüzde nassıııllll hafifliciiiz düşünsenize :) Ay biz hatun milleti hayaletken bile ince siluet istiyoruz ya, bitmez bünyemizle bu savaş ben size diyim :)

Sanırım ilk yapacağım şey beni yaşarken üzüp süzenleri altına sıçırtmak olurdu ki yaşarken nasıl sakin ve statik biriysem hayaletken bir o kadar intikamcı olurdum...ımmmm yok sanırım yine olmazdım ben yine inceden ürkütürdüm..yani kafayı yedirme boyutuna getirtmezdim. Neme lazım sonra şeytan çıkartma vs ile uğraşırlar, beni nereden çıkartırlardı kim bilir. Düşünsenize sırf piçlik olsun diye insanceğizin mabadından zorlana zorlana çıkarmışım, yada burnundan çıkar amele sümüğü gibi yapışırmışım yere ay çok komik :)

Mesela duş alırken bi soğuk bi sıcak deli edermişim, şampuan yerine çamaşır suyu döktürürmüşüm kafa aşağı. Buzdolabını açtığında örneğin bir sürü börtü böcek üzerine hücüm ettirirmişim...Yürüyün aslanlarım zafer bizimdir hurrraaaaaaaa :)

Her türlü elektrikli aletin ayarlarını bozarmışım...ufaktan elektirip verirmişim mesela yada olmadık zamanda ampul patlatırmışım çotaaaa diye...buğulu camlara Öleceksiiiiiin nıhahahaha diye kendiliğinden yazılan yazı şeklinde gıcır gıcır yazarmışım mesela....durduk yere merdivenlerden ittirip kol bacak kırdırırmışız, sonra alçı üstüne çıtır çıtır nasıl beğendinmi tatlım yazarmışız :)

Sonraaaaa ne bileyim işte uyuzluk gıcıklık namına aklıma gelen her şeyi yapardım ama asla çok fena şeyler olmazdı bunlar.

Yani yaşarken insanlık, efendilik bende kalsın modumuzdan çıkıp bir süreliğine donuna kaçırtmak zevkli olurdu bizi üzen süzen insanları.

Sevdiğim insanlara ise ne güzellikler yapardım kimbilir...eğer o kadar ruhani güçleri oluyorsa bir hayaletin ben sanırım ilk tercihimi Annemin beynindeki plakları temizlemeye kullanır ve onu bir nebze dahi olsa eski sağlıklı günlerine döndürmeyi denerdim. Sonra abimi ve kardeşimi sezinleyemediği kötülüklerden korumaya çalışırdım vs. iyilik ve güzellik adına yapılacak çok şey var...ama bu yazının amacı bize uyuzluk yapmış insanları hayalet şeklinde ürkütmek :)

Bu absürt yazı aklıma nereden geldi onu da hemen yazayım da sizde rahatlayın bende....ID. diye bir belgesel kanalı var orada hayaletlerle ilgili seri programlardan birini izliyordum az önce. Bir kaç tane dingil var, ellerindeki çeşitli ölçüm vs. cihazları ve kameralarla hayalet avlıyorlar akıllarınca. Hele gurupta bi tane aklını kaçırmış manyak var, araştırma yaptığı her yerde agresif konuşma ve tavırlarla hayaletleri bül bül gibi konuşturacağını sanıyor. Onca zamandır izliyorum bi tane hayaletinde buna sinirlenip "la bi s.ktir git" deyip kafasına bir şeyler fırlattığını yada çarşaf  perde kovaladığını görmedim...haaa göreydim ne olurdu onu bilemiyorum şahsen, herhalde imana gelir namaz, niyaz, ibadet derken kafayı bozardım iyice...hoş pek ihtimal vermiyorum ama olabilir de yani :)

Velhasıl bu programı izlerken ben hayalet olaydım bu adama bi haddini bildirirdim den yola çıkıp fıştırttım bu yazıyı...bkz. Fıştırttmak (çala kalem yazmak anlamında yani) :))

Şimdi diyorsunuz ki aha bu kız bu yazıyı Hayalet Avcıları filminin popüler şarkısıyla sonlandırır...ama hayır aklımda başka bir şarkı var bakiim bulursam onu ekleyeceğim olmadı 2. seçeneği koyacağım...rım rım rım...arıyorum şimdi bekleyin arkadaşlar :)


  2. seçeneğim olanı paylaşıyorum ama ötekini bulaydım iyiydi :)



                                  bu videoyu da yazıyı yayınladıktan sonra buldum çok güldüm
                                  umarım sizde beğenirsiniz :)

18 Ocak 2014 Cumartesi

Anekdot Bilmemkaç + 18 - Daha Varsa Gelsin (Okuyucu Anısı) :)

Öncelikle paylaşımlarınız için teşekkür ederim, yolladığınız anılar engin anlayışıma bile "oha artık" dedirtse de, bu zamanda olabilirlik ihtimali yüksektir deyip mevzuya giriş yapıyorum :)

Ay bi şey daha belirteyim...blogun çoğunluğu cinsel içerikli yazılardan oluşuyor gibi gözükse de ne yazık ki biz Türk Milletini en çok güldüren ve en çok meraklandıran şey cinselliktir...bu yönden bakıldığında blogun okunma rekorları kıran yazılarda cinsel içeriği komik olanlar fazlalıkta, bunun yanı sıra diğer yazılarda okununca ortaya dengeli bir durum çıkıyor...örneğin son yazdığım hikayenin tıklanma rekoru beni oldukça şaşırttı ve sevindirdi...ay neyse kendimi öve öve öldürmeyim şimdi...durum çok net ve en açık hali ile budur sevgili arkadaşlar..vıdı vıdı vıdı :))

Efendim esmer güzeli bir hatunumuz var ve kendisi seneler evvel boşanmış. Boşanmış ama eve kapatmamış kendini, yaşı genç olduğu için vurmuş kendini gece alemlerine, o bar senin, bu club benim derken yanında yöresinde bir çok erkek hayranı olmuş hali ile...çoğuna da kayıtsız kalmamış, pompişin altından girmiş üstünden çıkmış...üstelik cinsel tercihlerinide şeyinin arzusuna göre yönlendirmiş..yani tam hetoroseksüel demek ayıp olur ablamıza :) ama konumuz bu değil şmdi...neyse işte.

Bir haftasonu bunun canı sıkkın atıyor kendini dışarı, hayranlarından birini arıyor...adam diyor ki teknede porno izliyorum gel, hem içeriz hem keyfimize bakarız ! Hatunumuz hemen taksiye atladığı gibi teknede alıyor soluğu..içki porno derken ortalık alevleniyor ama adamın uçak bir türlü kalkmak bilmiyor, sağ el, sol el...biraz dış yardım ı-ı-ıh imkansız uçak kalkmıyor, yumyumuşak sere serpe sol kasık üzeri uyku pozisyonuna geçiyor malum alet...Hatun sinirleniyor sen yapamayacaksan başka biri  gelsin o zaman diyor ve derken adamın bir arkadaşı arıyor. Adam diyor ki "aman koş yetiş, teknedeyiz süper bir hatun var ben doyuramadım sen doyur, atla gel bi an önce" öteki acele kurye hesabı 15 dakika içinde orada bitiyor...

Öteki adam başlıyor mesaiye bir posta iki posta...pil bitik adam mafiş ama hatunun yangını dinmek bilmiyor, başlıyor bu sefer ikisine birden veryansın etmeye "ne biçim erkekiniz bi halt ettiğiniz yok vs."demeye. Adamlar mahçup başlıyorlar diğer arkadaşlarından yardım istemeye "gel işte şunun teknesindeyiz hatunun biri var bizde hal bırakmadı ama hala doyuramadık" duyan geliyor...kadın hepsinin iliğini kemiğini sıpıtıp atıyor...sonunda gün doğmaya başlıyor....Hatunumuz eh işte biraz doydum ama hala açım dercesine 6 tane adamı haşat etmiş yenilmez Zeyna tadında bir eda ile tekneden iniyor ve taksiye atlıyor evine gidiyor.

Yazım şeklini epeyce bir düzeltip tekrar yazmak durumunda kaldım...yayınlanmasına izin verdiği için teşekkür ederim kendisine...6 tane adamı bir gecede harcayan her hatuna aşırı saygımız vardır deyip cinayet belgesellerime çekiliyorum...valla yazarken ben yoruldum şahsen...artık uyur giderim öölece :)



                              güzel ve eğlenceli bir klasiktir...6 tane adamzademize hediyem olsun

14 Ocak 2014 Salı

Acemi Ölüden Cinayet Anıları :)

1. Gün

Başımı koca bir çınar ağacının altına bırakanı kimse görmemişti...ben bile !  Bulan ise korkudan deliye dönüyordu neredeyse..oysa ölmeden önce yüzüme korkuyla değil hayranlıkla bakarlardı, öylesi güzel bir kadındım.

Beni kimin öldürdüğünü bulmak ise Mert adında bir polise düştü, ay ne agresif adam! olay yeri inceleme ekibinin bir şey bulamadığını duyunca çılgına döndü. Gerçekten de ortada başımdan başka en ufak bir delil kırıntısı bile yoktu. Ne bir ayak izi, ne bir lastik izi...sanki başımı kesen, kanatlı kuş misali bırakıp gitmişti çınar ağacağının altına.

Başımı bulunduktan 1 saat sonra adli tıp morgunun genelde ölü kesip biçtikleri bir soğuk metal bir masanın üstünde gördüm, enine boyuna ortalayıp öyle koymuşlar bide...gören sanır ki kristal kafa tasını sergiliyorlar, masanın hemen önünde bulunan koca bir aynaya doğru döndürmüşler..ne akla hizmetse artık, saçlarımdaki kan kurumuş ve yüzüme bulanmış, dilim ağzımın kenarından sarkıyor, kesik olan yer toprak ve yaprak kırıntısı dolu...gözümün biri o anın korkunçluğundan olsa gerek faltaşı gibi açılmış (faltaşı nedir onuda bimiyorum ama genelde öyle derler ya) öteki uykuda gibi sakince kapalı kalmış..yaşıyor olsam yapamazdım herhalde çünkü diğeri mutlaka sıkı sıkıya kapalı olurdu o gözü, o kadar büyük açabilmek için..Ay gerçekten de beni bulana hak verdim şimdi gerçekten de korkunç gözüküyormuşum

Bana bunu kim yaptı, neden ? Kendi halinde çevresinde sevilen bir kadındım oysa ki. Düşmanım olacak kimsem yok diye biliyorum ama varmıydı ki...kimdi peki...ne gibi bir kötülük yapmış olabilirim ki ona ??? sorular sorular sorular ! olmayan bedenim ama hala bu dünyaya takılıp kalmış bir ruhum var artık. Öleceğim pek aklıma gelmediği için ölümden sonra ne olur diye de pek düşünmedim doğrusu..Şimdiye kadar ki yaşadıklarım ise anlatılanların tamamen dini kurmacalardan ibaret olduğunu gösteriyor ki daha yeni öldüğüm için nelerle karşılaşacağımı pek bilemiyorum henüz.

Öyle taze ölüyüm ki ne düşünüp ne yapmam gerektiğini bilemiyorum...beni öylesine hunharca kim öldürmüş olabilir en son hatırladığım...en son hatırladığıııımmm...ııımmmmm çok karışık..ara ara gözümü açtığımı biliyorum bembeyaz bir odanın içindeydim ve duvarlarda kan izleri vardı. Orası neresiydi, nasıl getirildim, kim getirdi, neden ? Öyle şaşkınım ki sürekli aynı soruları düşünüyorum..hala şaşırıp, düşünebilmem bile garip aslında.

En iyisi Mert' in yanından ayrılmamak çünkü bana ne olduğunu o bulacak..Mert' in yanındayım yine, ne tuhaf düşünmemle kendimi onun yanında bulmam bir oldu..Son 1 haftadır kayıp ihbarı olan kadınların aileleri ile konuşuyor tek tek. Beni kayıp olarak karakola bildirecek tek kişi hayatta ki tek yakınım olan arkadaşım Müge' dir. Kaç günden beri ortalarda yokum en ufak fikrim bile yok, meraklanacak kadar zaman geçtiyse mutlaka karakolda almıştır soluğu çünkü benim için benden daha çok endişelenirdi. Sakınan göze çöp batar hesabı başıma gelenlere bakın...somut olarak sadece başım var ölü olarak diğer uzuvlarım nerede sahiden.

Neredeyse akşam oldu ama hakkımda edinilmiş tek bir bilgi bile bulamadılar. Mert bu işe daha da sinirlenmeye başladı. Bir kaç kez adli tıp merkezini aradı ama oradan da fazla bir bilgi gelmedi. Bu sefer aileme küfür etmeye başladı. Sanırım bu cinayet işleri ile uğraşan polislerin hepsi sirkeye dönüşüyor zamanla...psikopat biri beni öldürmüş ama ben bile onun kadar sinirli değilim sakin sakin çözülmesini bekliyorum cinayetimin...

Beklemek...neden bekliyorum ki kendim de bulamazmıyım beni kimin öldürdüğünü ? Bulduklarımı polislere nasıl anlatırım, bu ölüler diyarında bana yardım edecek kanatlı melekler vs. yok mu hiç...hani sağımda bir melek solumda bir melek, benim gibi ölüler nerede toplanır...off yoruldum..burada da yoruluyormuş insanoğlu :)

Tüm bunları yarın düşüneceğim şimdi dinlenmek istiyorum ama onu bile nasıl yaparım bilmiyorum...acemi ölüler için bir danışma masası bile yok..yazık bana.


Evet sevgili arkadaşlar bu gece de aklımdan bunlar sızdı...ay valla bir hevesle çarçabuk yazdım...sanırım ilham denen şey böyle bir şey...ama gerisini nasıl kurgular çıkartırım bilemiyorum...arada gün gün yazarım artıkın, gece gece sıkma portakal tadında bol cöö vitaminli süper bir hikaye umarım beğenirsiniz...özelden yada buradan yorumlarınızı asla esirgemeyin...Sefiyom sizleriiiii :)





7 Ocak 2014 Salı

En Yakışıklı Okuyucumun Anıları - 1 :)))



Az sonra okuyacağınız anıların sahibi tesadüf eseri  burayı bulduğunda okudukları onu epeyce bir güldürmüş, keyiflendirmiş ve sonunda çok beğendiğini belirtmek için mail atmış yapyakışıklı bir insan evladı...bunu nerden mi biliyorum ? Öncelikle profil resmi vardı oradan gördüm sonraki mailleşmelerimizde utanmadan birbirimizden resimler vs. istedik, o bana ailesinin resimlerini attı bende ona yakışıklı yalnızlığımla çekilmiş bir kaç foto yolladım.

Böylelikle çok şeker bir mail arkadaşı olduk..kahve vs. için sözleşip durduk ama o iş gezileri için yurt dışına çıkmaktan buralara gelipte bi kahve içip capcanlı dedikodu hattı olayımızı gerçekleştiremedik...

Kendisi her evli çiftin sorunlarını yaşamış..bu durumu yaşarken sıkıntısı içinde saklı, vurmuş kendini başka alemlere...akmış coşmuş, coşturmuş bir yanını törpülerken bambaşka bir yanını sivriltimiş (anladınız siz orayı ) :)
Arkadaşımın daha büyük fotolarını gördüğüm zaman "amanın bi kerede bööle sümsüüüük, sünepe biri bulsa da heh işte bunuda gördüm hayatımda diyebilseydim ama yine fırsat olmadı" diye düşündüm. Gerçekten oldukça çekici, hemen her kadının beğeneceği bir tiptir kendisi... o zamanlarda yazmıştım "ohoo sende bu yakışıklılık varken sen çok hatunu  hayata bağlamışsındır diye...onun da buna karşılık yolladığı maili aynen yayınlıyorum...izin verdiği için kendisine çok teşekkür ederim..keyifle okuyacağınızdan eminim :)

Evet dediğin gibi zamanında birçok bayanı hayata bağlamışlığım var eee
tabi inkar etmiyorum onlarda bana çok yardımcı oldular :)))) sonuçta
tek taraflı sevişilmiyor ve iki kişide aşırı istekli olunca eyvah
eyvah alev çıkacak moda geliyor...

Uzun süre dul kaldıktan sonra benimle tanışan bir arkadaşım vardı ,
kötü evlilik yapmış adamda tık yokmuş bide o da benim gibi tam bir
feriştah :D böyle mağduriyetini anlatırken dertlerine derman
olmuşluğum vardı :)) o nasıl fena bişiydi öyle ya abartmıyorum 4 saat
seviştik , erekte kalmaktan artık şeyim ağrımaya başlamıştı :))))
kızcaiz öyle bir oohhh çekti ki hani çok susarsında böyle kana kana su
içtikten sonra derin bir ooohh çekersin ya , aynen öyle oldu , tabi
bende görevini yapan her süper kahraman gibi son derece mutlu oldum...


bu çapkınlık zamanlarımda şunu öğrendim , bir kadını ilişkiye ikna
etmek , havaya sokmak falan ooff çok meşakkatli işlermiş yahuu , zaten
olmuşu varken :))) böyle aşırı istekli bayanların var olduğunu
bildikten sonra garip bir merak uyanıyor insanda acaba etrafta başka
kimler vaaar :))) işte bu fikir düşünce akla '' eşşeeeğin aklına
karpuz kabuğunun düşmesi'' gibi ondan sonra mağra dönemindeki avcı
erkek dürtüleri birden su yüzüne çıkıyor , neyse edebiyat düşüncesi
beni rönesans tan ayırmadı ve içimki insan evladı daha fazla olmaz
dedi ve durdum.. şiirler , resimler falan derken toparladım , tabi
pişmanlıklar , yaptıklarının günah olmasını bilmek ve içimden bir
sesin ''ateş seni çağırıyoooorrr'' diye bağırmasıda bu yoldan çıkmama
vesile oldu itiraf edeyim yani :))))

Çok genç yaşta evlenince ve işler beklediğin gibi olmayınca kendimi
keşfetmem biraz geç ve başka başka platformlarda oldu , kötü bişiymi
evet ama içimdeki süpermenin ne kadar uzun süre uçacağı ve değişik
rekor denemeleri merakı aklımı çok karıştırdı :)))))))))))))))))))

İlgini çekeceğini düşündüğüm çok eğlenceli anılarım var zamanla
hepsini konşuruz , yazıların kadarıyla seni tanıyorum ama onlarda
kendinden çok başkalarını anlatmışsın... seninde içinde bir
süperbaaayaaan var hissedebiliyorum :))) istersen sende anlatırsın..

Hakkımda en ufak bir önyargısı olmayan bir insanla içimdeki gercek,
yalansız, abartısız, menfaatsiz, en kedi halimle bir insanı
paylaşmanın derin hazzını yaşatıyorsun bana , ihtiyacım varmış :)
herşey için teşekkür ederim , ve iyi ki varsın.

İlkini yayınlama şerefine nail olduğum anı demetinin sonuna geldik arkadaşlar...arkadaşımın yazım dili benimkiyle hemen hemen aynı olduğu için ekstra ekleme ve çıkarma yapma gereği hissetmedim doğrusu, tekrardan teşekkür ederim kendisine...

Önemli bir not iletmeden geçemeyeceğim aslında ilk yazdığı bu değildi ama ben sızma salak biri olarak sanırım yanlışlıkla silmişim...önemli maillerimi klasörde saklıyorum lakin sanırım onca mail arasına karışıp gitti klasöre atmadan.....Canııımm okuduğunda o ilk yazdıklarını tekrar yollarmısın...çünkü madem paylaşıyorum bari nizamlı paylaşiim da konu bütünlüğü dağılmasın dimi ama :) 

 Bu gecenin yazı müziği de şu olsun bari...rım rım rım rım :)) amanın aklıma Julianas geldi..Swiss Otelin alt tarafında süper bir diskoydu ve hemen her hafta gider çılgınca dans ederdik. Bu şarkı bana o yılları hatırlattı valla...ay durun kıçımı kaldırabilirsem dans ediim bari ehueee :))

3 Ocak 2014 Cuma

Nickimsizin 2013 yılı Pilançosu (Bilanço) :))))))

çok  iyi oldu bu buraya görende ciddi bi şey yaptık sanır :)
Yaşadığım yılların en güzel senesini geçirmedim belki ama bazı şeyleri daha da kabullenmiş, ağırlık olan ıvır-zıvırlarından çoğunlukla kurtulmuş, yeni kararlar alıp uygulamış ultra süper başarılı olmasa da kısmen olmuş bir insan olarak 2014 yılına girdim.

En merak edilen durumum ilişki durumuydu..hemen belirteyim ilişkisiz ve ilişiksiz yaşamaktan kendimi hala alamadım doğrusu, daha önce bahsettiğim Arizonalı adamzademizle tanıştım lakin adam konsolosluğa gidelim hemen nikahı basalım..sonra da ver elini Amerikanya deyince tırsmadım desem olmaz, bariz tırstım yani. Adamı sakinleştirip bunu biraz düşünelim sen bi oraya git bir daha düşün vs dedim...eh ne yapsın kabullendi gitti...şimdilerde skyp tan felan görüşüyoz ama ben tabi tamamen dostane duygularla "arkadaşım Mike nasılsın" dedikçe anlıyor ki benden bir cacık olmayacak kendine, sevgili Hergeleciğim ise süper bir sevgili yaptı kendine şu aralar epey bi memnun halinden, ben ondan daha çok memnunum çünkü onu mutlu görmek kadar güzel bir şey yok. Hormonlarımı her görüştüğümüzde tavan yaptıran sevgili arkadaşım Vurkaç ustasına gelince, o aynen yoluna devam ediyor..maceralar tam hız devam, bende dinledikçe gülmeye devam ediyorum tabi,  çevremdeki adamlar aynı adamlar ama devşirip kendime çok iyi dostlar edinmeyi başardım :) bu arada hemen belirteyim bu tarz şeyleri ne kadar istemezsen o kadar çok teklifini alıyorsun...çok garip ama ben bu yıl boyunca bu konuda rekor kırdım...artık bu sene ne olur bilemem :)

En kötü durum...hayatımda hiç almadığım kadar çok kilo aldım, hoş zaten hiç bir zaman cılız bir hatun olmadıydım ama bu kadar tombalak olduğumu da hatırlamıyorum, tatlı krizlerim etgendir ama bu sene üstüne eklenen bazı durumlarda oldu..neyse ki şimdi tüm bunları geride bırakıp yine eskiden olduğu gibi kısmen toplu halime dönebilirim (yaaa yazması kadar yapması da kolay olaydı iyiydi ama bunun içinde ek çözümler ürettim ki, yaşasın ben )

En iyi durumlar...efendim kendimce para kazanıp bunuda nasıl finanse edeceğimi çözdüğüm an nasıl bir kara geçtim anlatamam, şu matematik işine kafamın az biraz basması 40 yaşıma tekabul etti ama olsun hiç bir şey için geç değildir :) Eh belli bir para sahibi olan Nickimsiz dingiline bu para batar anacıım onun için abimin hediye ettiği az akıllı telefonu süper akıllı telefonla değiştirdim...ah ah gerizekalı hatuna süper akıllı telefon pek yaramıyor ama neylersiniz ki aldık artık kullanıyoruz..işin ilginç yani aynı modeli anneme de aldım kadın 2. gün çözdü işi haaa, tilt olmadım desem yalan söylemiş olurum..şimdi oturduğu yerden face mace hepsinin hakkından geliyor ben daha whatsup nedir daha yeni kerttim durumu yani :))

En iyi durumlar 1....Evdeki kullandığım canım laptopum güzel hoş ama birde yanımda sıkıntı olmadan taşıyacağım bir şey olsun dedim...ay sormayın deli gibi geziniyorum ya girmediğim delik, bakmadığım kapı yok yer yüzünde sanki gittim utanmadan birde tablet aldım ay utanayım biraz ama utanmıyorum valla çünkü yatağıma yattığım zaman uyku problemi çekiyorum çoğunlukla onun için tabletten hemen asmr videoları açıp kulaklığıda beyine doğru çaktım mı mis gibi uyuyorum...çok faideli bi şeee tavsiye ederim :)

En iyi durumlar 2....Ben ki her hatun gibi değilim asla alışveriş sevmem derdim, gelin görün ki seviyormuşum meğerse ama yine de bu konuda ustaların eline asla su dökemem...hürmetler ederim ablalar, saygımız sonsuz :) benim takıntım ise iç çamaşırlarına oldu...model model sütyen ve don aldım utanmasam ufak bir dükkan açarım o dereceyim...biri beni durdursun lütfen :) Dikicanım olduğu için de bir sürü kumaş vs aldım...bunları ne zaman şahesere dönüştüreceğime de ileride ki günlerde bakacağız artıkın.

Aslına bakarsanız yazacak çok şey var lakin yazmaya da bi üşendim bi üşendim ki sormayın gitsin...Kısaca herkesten farklı bir durumum yok. Kendi ile dalgasını kendince iyi geçebilen ve bunu yazmayı da hasbelkader becerebilmeyi başarmış hatunceğizim...ay nasılda överim ben kendimiiiiii, salak malak idare ediyoruz işte kendimizi ne yapalım.

Mevzuyu kapatmadan önce son bir şey yazmadan geçmeyeceğim...aydınlanma çağıma girmemi sağlayan kıçıma tekmeyi basan ex sevgilime teşekkürlerimi iletmeyi borç biliyorum...o basmasaydı benim kıçım yemezdi valla...ama gelin görün ki yaptığı en hayırlı iş oldu kendisi ve benim için...aynı pislikte debenlenmekten göremediğimiz önümüzü yada hadi önümü diyim şimdi çoğul takısı ekleyipte kendimi kapana kısılmış fare gibi hissetmenin bir anlamı yok dimi.....oyyy bunuda rahatça yazabilecek kıvama geldiysem daha gelmem Davos' a :)) Neyse onun sayesinde hayatımdan çıkması gereken bir kaç kişiyi de çıkardım OHH ! diyom başkada bi şee demiyom...Sağolasın İzocam :) Plaket vs. takdim ederdim ama etmiş gibi varsayılsın beni yormasınlar :)

Şimdiiii eski yıl bilançosunu da çıkarttıktan sonra buraya güzel bir şarkı iyi gider...acaba ne dinlesek bu geceee..hımmmmmm


oyyyy sabahın bu kel köründe inanılmaz hoş oldu parça...canlı performansa bakarmısınız yalnız...uyurum artık bundan sonra napiim ki başka,
mayıştım valla....Günaydın Türkiye, bana da bi zahmet iyi uykular :))