Translate

14 Ocak 2014 Salı

Acemi Ölüden Cinayet Anıları :)

1. Gün

Başımı koca bir çınar ağacının altına bırakanı kimse görmemişti...ben bile !  Bulan ise korkudan deliye dönüyordu neredeyse..oysa ölmeden önce yüzüme korkuyla değil hayranlıkla bakarlardı, öylesi güzel bir kadındım.

Beni kimin öldürdüğünü bulmak ise Mert adında bir polise düştü, ay ne agresif adam! olay yeri inceleme ekibinin bir şey bulamadığını duyunca çılgına döndü. Gerçekten de ortada başımdan başka en ufak bir delil kırıntısı bile yoktu. Ne bir ayak izi, ne bir lastik izi...sanki başımı kesen, kanatlı kuş misali bırakıp gitmişti çınar ağacağının altına.

Başımı bulunduktan 1 saat sonra adli tıp morgunun genelde ölü kesip biçtikleri bir soğuk metal bir masanın üstünde gördüm, enine boyuna ortalayıp öyle koymuşlar bide...gören sanır ki kristal kafa tasını sergiliyorlar, masanın hemen önünde bulunan koca bir aynaya doğru döndürmüşler..ne akla hizmetse artık, saçlarımdaki kan kurumuş ve yüzüme bulanmış, dilim ağzımın kenarından sarkıyor, kesik olan yer toprak ve yaprak kırıntısı dolu...gözümün biri o anın korkunçluğundan olsa gerek faltaşı gibi açılmış (faltaşı nedir onuda bimiyorum ama genelde öyle derler ya) öteki uykuda gibi sakince kapalı kalmış..yaşıyor olsam yapamazdım herhalde çünkü diğeri mutlaka sıkı sıkıya kapalı olurdu o gözü, o kadar büyük açabilmek için..Ay gerçekten de beni bulana hak verdim şimdi gerçekten de korkunç gözüküyormuşum

Bana bunu kim yaptı, neden ? Kendi halinde çevresinde sevilen bir kadındım oysa ki. Düşmanım olacak kimsem yok diye biliyorum ama varmıydı ki...kimdi peki...ne gibi bir kötülük yapmış olabilirim ki ona ??? sorular sorular sorular ! olmayan bedenim ama hala bu dünyaya takılıp kalmış bir ruhum var artık. Öleceğim pek aklıma gelmediği için ölümden sonra ne olur diye de pek düşünmedim doğrusu..Şimdiye kadar ki yaşadıklarım ise anlatılanların tamamen dini kurmacalardan ibaret olduğunu gösteriyor ki daha yeni öldüğüm için nelerle karşılaşacağımı pek bilemiyorum henüz.

Öyle taze ölüyüm ki ne düşünüp ne yapmam gerektiğini bilemiyorum...beni öylesine hunharca kim öldürmüş olabilir en son hatırladığım...en son hatırladığıııımmm...ııımmmmm çok karışık..ara ara gözümü açtığımı biliyorum bembeyaz bir odanın içindeydim ve duvarlarda kan izleri vardı. Orası neresiydi, nasıl getirildim, kim getirdi, neden ? Öyle şaşkınım ki sürekli aynı soruları düşünüyorum..hala şaşırıp, düşünebilmem bile garip aslında.

En iyisi Mert' in yanından ayrılmamak çünkü bana ne olduğunu o bulacak..Mert' in yanındayım yine, ne tuhaf düşünmemle kendimi onun yanında bulmam bir oldu..Son 1 haftadır kayıp ihbarı olan kadınların aileleri ile konuşuyor tek tek. Beni kayıp olarak karakola bildirecek tek kişi hayatta ki tek yakınım olan arkadaşım Müge' dir. Kaç günden beri ortalarda yokum en ufak fikrim bile yok, meraklanacak kadar zaman geçtiyse mutlaka karakolda almıştır soluğu çünkü benim için benden daha çok endişelenirdi. Sakınan göze çöp batar hesabı başıma gelenlere bakın...somut olarak sadece başım var ölü olarak diğer uzuvlarım nerede sahiden.

Neredeyse akşam oldu ama hakkımda edinilmiş tek bir bilgi bile bulamadılar. Mert bu işe daha da sinirlenmeye başladı. Bir kaç kez adli tıp merkezini aradı ama oradan da fazla bir bilgi gelmedi. Bu sefer aileme küfür etmeye başladı. Sanırım bu cinayet işleri ile uğraşan polislerin hepsi sirkeye dönüşüyor zamanla...psikopat biri beni öldürmüş ama ben bile onun kadar sinirli değilim sakin sakin çözülmesini bekliyorum cinayetimin...

Beklemek...neden bekliyorum ki kendim de bulamazmıyım beni kimin öldürdüğünü ? Bulduklarımı polislere nasıl anlatırım, bu ölüler diyarında bana yardım edecek kanatlı melekler vs. yok mu hiç...hani sağımda bir melek solumda bir melek, benim gibi ölüler nerede toplanır...off yoruldum..burada da yoruluyormuş insanoğlu :)

Tüm bunları yarın düşüneceğim şimdi dinlenmek istiyorum ama onu bile nasıl yaparım bilmiyorum...acemi ölüler için bir danışma masası bile yok..yazık bana.


Evet sevgili arkadaşlar bu gece de aklımdan bunlar sızdı...ay valla bir hevesle çarçabuk yazdım...sanırım ilham denen şey böyle bir şey...ama gerisini nasıl kurgular çıkartırım bilemiyorum...arada gün gün yazarım artıkın, gece gece sıkma portakal tadında bol cöö vitaminli süper bir hikaye umarım beğenirsiniz...özelden yada buradan yorumlarınızı asla esirgemeyin...Sefiyom sizleriiiii :)





3 yorum:

  1. acemi bir çalışma olsada okunduğu zaman merak uyandırmaya başlıyor, biraz daha ciddi yaklaşırsanız çok güzel bir seri okuyor olacağız.

    YanıtlaSil
  2. polisleri sirkeye benzetmen hoştu )) gezi den anımsıyoruz onları gencecik çocuklar gitti) ama hikaye metafor açısından zengin merak öğesi var çatışma noktaları geliştirilmeli mesela dedektifler arasında dedektif adli tıp arasında ölüm kavramı üzerinden olabilir bu tartışma ölüm nedir nasıl bişeydr içsel konuşmalar ukallık edip bilinç akışı yöntemi diyelim bence en afilli kısım yardım etmek isteyen polisin daha büyük bir vakayı gündemden düşürme amaçlı bir operasyonu olsun bu kayıp kadın vakası araştırması boy boy rüşvet gündemi olan bir ülkede yapılmak istenen magazinvari bol spekülasyonlu gazetelere yazı dizisi kıvamında bir araştırma ))bnce şık olur denemekte yarar var

    YanıtlaSil
  3. seni kaybettikten sonra kesik başının faili neden aransın ki sen gittikten sonra bütün sevgililerin eksilir bence onun üzerinden gelişsin hikaye senin yokluğunla eksilen hayatları anlat bize bakkalın,aşığının ,face arkadaşının,mügee nin vb yaşayacağı dünyada ki eksiği deneyimleme biçimini aktar .zira şu ana dek yazdığın tüm hikayeleri okudum ve orda en temel nokta ben yoksam siz eksiksiniz mottosuydu.cüzdanını çalan birini polise teslim etmeyecek denli hırsızla açlık ve yoksul üzerinden empati gerçekleştirebilecek bir kalemin ruhuna sahipsin..bırak mert başka dalaşmalar içinde olsun..hayatı sen yaşadın arkadaşların ve sevgililerinle yaşadın sen yoksan eksilen onlar sensizlşk onların ızdırabı olsun bize onları anlat..müge nin sensiz halini anlat eksikliğini mügenin senin olmadığın dünyada ki eksiği..ki hepimiz bundan feyz alalım ve diyelim ki günün birinde ben ölürsem aynı böyle bir eksiklişk kuşatacak bizi sevenleri bize yanlış yapanları bizi üzenleri bu kuşatmayı anladığımızda affedici oluruz barışçı oluruz..kin zayıfların işi çünkü bize şükran doılu bir dünya anlat hocam

    YanıtlaSil