Translate

13 Nisan 2013 Cumartesi

Nickimsiz Sabahın Kıyısından Bildiriyor :)

Hani bir bazen var ya....işte bazenlerin en orta yerine kendini ifade etmeden de anlayabilen biri düşüverir.

Şaşkınca sus pus kalsan ne fayda ki ?....o da senin gibi işte. Fazlaca konuşmadan ciddi konulardan, en esprili cümlenin bir kıyısına sakladığı bir hüznü ile tanışırsın önce...sessizce gözlerini kapayıp yine sessizce kendinden bir parçayı bırakırsın orada ''bak bende buradaydım'' dercesine.

Bazen bazıları ile gülerken, hatta geyiğin en dip noktasında birbirine sararken..aslında birbirlerine sarılırlar...ayrıntı uçup giden kelimelerin biten nağmelerinde değil, hiç konuşulmayan ama en bariz şekliyle anlaşılan gizli bir sessizlik antlaşmasının içinde saklıdır...ve bunu bilip dilediğince sere serpe açarsın kendini, kendine dair ne varsa.

Fazla bir şey sormazsın, sormaz.. bilinen de anlanan da bellidir zaten, gerisi sadece teferruat kalır...Nerdesin, ne iş yaparsın vs. bana ne. Benimle olan yanı ve yönünden başka nesi umurumda olsun başka.

Onun yanında kendin gibi olursun, o da sadece kendi gibi davranır sana. Yanımda öyle insanlar var ya ne mutlu bana...darısı başınıza :)

Nickimsiz bu gün sevgili hergelesinin yanından yazıyor...ultra yakışıklı yalnızlığını kandırıp uyuttuk. Ben yazıyorum sevgili hergeleciğim de başını uzatıp ne kadar yazdı diye kontrol ediyor, az sonra dedikoduya devam edip kahve eşliğinde sabaha merhaba diyeceğiz...sonrada miss gibi bir kahvaltı...bu gün uyku yok....size iyi uykular :)





11 Nisan 2013 Perşembe

İtirafımdır Aynen Yazılsın 2 (Kutsal Perşembe) :)

heeeeeeeeeeee, hüüüüüüüüüüüüü, ııııııııııııııııııııııııı ay nasıl başlayacağımı bilemedim de...ama geçen yazdığım yazının kahramanı arkadaşımla tekrar görüştük.

Nihayetinde benim içsel durumum yani içimin gıcıklanması durumunu buradan okumuş ve epeyce bir eğlenmiş...hoşuna da gitmiş ama biz arkadaş olmanın daha doğru olduğuna karar verdik...yani ben öyle olursa daha memnun olacağım çünkü buraya ''mokar hastası'' hallerimi yazıp çizmenin pek bir anlamı yok :)

Arkadaşlarımın anıları, komik hatıraları, sizlerden gelenler yeter...çünkü benim durumlarım romantiklikten ziyade daha çok spontane durum komedisi gibi oluyor...yani okuyan ya donuna işer gülmekten yada cinsellikten soğur :)

Adamceğizi bizim burada sessiz sakin bir cafeye attığım gibi ifadesini itina ile aldım...bu adamı doğal ortamında kendi halindeyken sevmeye ve saymaya karar verdim çünkü sayın Arkadaş tam bir vurkaç ustası.

Yani hatunla tanışılıyor karşılıklı istek ve arzular şelale şeklinde ortama göre uyarlanıyor...ama hatun ertesi gün buna baskı ve kurallar listesi ile karşısına geçince...anında geri vitese geçilip son hız uzaklaşılıyor. Sayın Arkadaşımızın bu haline alışık bir kaç kişi varmış şu an, onlarla suya sabuna dokunmadıkları sürece her türlü paylaşım baki...

Bu tip adamlara sanırım gönüllü evde kalmış erkek demek yerinde olur. Neyse işte çoğunlukla o anlattı ben dinledim, dinledikçe eğlendim...kendini çok özel sanan kadınlardan tutunda, kendi değerinin farkında olmayanına, tehdit edeninden, büyü yaptıranına, olduğundan farklı anlatıp öyle çıkmayanına kadar bir sürü kadın modeli...düşünsenize hepsi de bizleriz....aslında tek isteğimiz de önemsediğimiz kişinin bize aynı yakınlıkta yaklaşması ama seçilen yollar kötü maalesef...öyle olmasalar/olmasak ne iyi oluruz ya neylersin ki kadın dediğin şeytanla anlaşma imzalayıp gerektiğinde bu şeytani güçlerini kullanma içgüdüleri ile doğuyor :)

Velhasıl ne bizlerle oluyor nede bizsiz :) bu perşembe kendi hormonlarımı disipline edip Sayın Arkadaşımla keyifli bir gün geçirdim, hatun listesinin sınırlı sayıda ki Kanka katagorisinde eklendiğim için memnunummmmu ki acaba ben ya !!!! ???..........ayş aklım karışmasın ...hep bu bahar havalarından diyim ben size :)

Nickimsiz ultra yakışıklı yalnızlığının huzurlu ve güvenli kollarında, arkadaşının evinde, yanında çayı sigarası...tv de yeni takıntısı Galip Derviş dizisi eşliğinde yazıp çizdi :) bitti bu kadar daha ne yaziim ya :))

9 Nisan 2013 Salı

İtirafımdır Aynen Yazılsın :)

Geçenlerde 10 yıl önce biri ile tanıştığımdan, sonra bir daha hiç görüşmeyip onca yıl aradan sonra bir site de tekrar birbirimizi hiç tanımıyormuşçasına mesaj yollayıp, sohbet geliştikçe de ''ben bunu nereden tanıyorum'' diye bir hafıza yoklamasından sonra eski tanış olduğumuzu anlamıştık....

Eefendim bu nette sohbet ve telefon muhabbeti geçen perşembeye kadar gayet güzel sürdü...gayet güzel asker muhabbeti, kanka tadıyla güzel güzel konuşup sohbet ettik.

Geçen perşembe görüşmeye karar verip buralarda bir mekanda kahve içecektik...her ikimizde aynı saatte geldik..geldik te. Adamı görür görmez benim uyuyan tüm kadınsal hormonlarım tavan yaptı ya. Bunca zaman erkek cinsinden hemen herkesi cinsiyetsiz olarak betimleyip öyle kabul etmiş ve kendimi de öyle kabul ettirmiş biri olarak halimden oldukça memnunken adamın karşısında elimi kolumu nereye koyacağımı bilemeyen sık sık tuvalete kaçıp kendi kendini telkin eden biri olup çıktım ya...amanın ben bu tarz durumları yaşayan her hatunun da nasıl geyiğini yaparıııımmm...bu sefer ki kendimden  bana kısmet oldu :)

Adamın karşısın da sakin sakin konuşup sohbet eden Nickimsizin ara yüzünü de bir göreydiniz. 10 yıl önce böyle bir yawruyu (argo anlamında) hangi sinameki şekliyle kendinden uzaklaştırmış, o ara boyunca tanıdığı adamlar erkek ise bu ne olmalıymış...amanın ara yüzüm kendi işletim sistemini inkar edip eror vermeye başladı ya....zor topladım kendimi zor a dostlaarr... :)

Amanın adamın ses tonundan, giyimine kuşamına, tavrı edasından beyefendiliğine kadar her şey bu kadar tastamam olabilir mi ya...yada bana Bahar havası çarptı yok yok çarpmak hafif kalır, beni bir güzel dağıttı bıraktı...

İtiraf ediyorum ki içimin bu şekil gıcıklanması en son 2 sene öncesine bir arkadaşımın doğum günü kutlamasında olmuştur...ondan sonra da zaten Nickimsiz kadınsal dürtüşlerinden istifasını istemişti :))

Velhasıl artık adamın libidosundanmıııı yoksa benim hormonlarımın aniden zort diye çook alakasız bir durumda uyanmasından mı bilemiyorum ama şaşkın ve sızma salak halimle kalakaldım.

Durumun kare kökünü bulmak için bu perşembe tekrar görüşeceğiz...yani bu durum benim içsel durum olarak böyle...yoksa kanka ve asker arkadaşı muhabbeti devam ediyor...Adam da açıkçası bu durumdan memnun çünkü bu tarz samimi arkadaşlıklar her zaman olmuyor.

Neyse işte çooook uzun bir zaman sonra erkek cinsini tekrar keşfettim...hakkımda hayırlısı olsun. Daha ne salaklıklar yaptım yazmayı çok isterdim ama ''yuh artık'' dememeniz için yazmayayım onları da :)

Bahar ayları olağan durumları olduğunu varsaymaya çalışıp bir an önce eski rahibe uhreviyatında ki hayatıma kavuşmak dileği ile :))

Nickimsiz ultra yakışıklı yalnızlığının huzurlu kollarında ama kendi huzursuz...kendi kafasına tava tencere vs. gibi şeyler geçiresi var...haydi kalın sağlıcakla :)


4 Nisan 2013 Perşembe

Nickimsiz' in Şiirsel Hali :)

İnce bir sızının içinden seni içime çeke çeke geçiyorum..
her bir adım da istemeden ardımda bırakıyorum seni, 
bir adım uzak, sonra bir adım daha...

An var sadece...o an ve sen, gerisi.....
gerisi yine sen olana kadar tenimde saklı bir şifre gibi, 
sen yoksan...yoktu ki zaten diye kandıracağım kendimi, 
olan biten ve o an, uyandım da ben yokmuşsun ki zaten sen...
bir şiir geçmiş tenimin içinden, aklımın bir ucundan, 
yüreğimin en köşe yerinden, 
bir mısrası asılı kalmış dudaklarım da...

ismi yok, tek satırı aklım da
bir duble sen yanın da bir sen daha..
olmuş bitmiş, ölmüş gitmiş gibi
hüzünlü ama, kimin umurun da....

bu gece de böyle buyurdu Nickmsiz.

Yine ultra yakışıklı yalnızlının huzurlu ve güvenli kollarında aklı karışık ama mutlu :)

bu gecenin en anlamı şarkısı ne olsun diye düşünüyorum ama aklımdan hep arabesk geçiyor...bu aralar takıntılı olduğum bir şarkı var...seni benim gibi seven bulamazsın rım rım rım rım ...