Translate

17 Kasım 2014 Pazartesi

Taşındık Vesselam :)

Yaşadığım yıllar boyunca taşındığım 3. ev oldu bu evimiz. 4 oda bi salon 6 kat ful manzara...Arka odalardan güneşin doğuşu, salon tarafından da güneşin batışını izliyorsun. Zeus' la sohbet muhabbet, Poseidon' la enseye traş, köte parmak hesabı yaşayıp gidiyoruz son 2 haftadır. Taşındığımız bina o kadar yüksek yani onu ifade etmeye çalışıyorum :)

Arada bir insanlar arasına karıştığımda bi garipsiyorum hatta kendimi...bütün gün karınca gibi izlediğim insanoğlu ile yeryüzünde muhattap omak ne zor yarabbim :) Ay şaka yaaaa hala alışamadınız, bende o kadar kıç kalkmışlığı olmadı hiç bir zaman olmasında...nihayetinde evi satın almadık kiraladık yani..elbet herşeyin sonu olduğu gibi bununda sonu gelecek bir gün.

Uzun zamandır yazamadığımın farkında olanlara çok teşekkür ediyorum..beni mailleri ile çok mutlu ettiler. Fekat iş güç,tatil, ev bulma, ev taşıma, doktor, moktor vs. derken yazmaya fırsat bulsamda yazacak kafayı bulamadım. 

Onca yıllık reklam grafik tasarım tecrübelerimi aktarabileceğim bir mecra bulduğumda ürettiklerime ben bile şaşkınlıkla bakakaldım...Umummadığım kadar da talep görünce daha büyük bir keyifle yapmaya başladım...çanta tasarımlarından bir kaçını yurtdışına bile sattım. Siparşler hala da gelmeye devam ediyor. Taşınma ve yerleşme seremonilerimiz tam olarak bittiğinde Atölyemin resimlerini paylaşacağım sizlerle..tabi ki atölye öyle kafanızda ki  gibi tam kapsamlı bir yer değil. Nihayetinde evimin kapalı teras kısmının bir bölümünde atölye adı altında kendi çapımda imalat yapacağım bir yer olacak. En hoş tarafı ise Çamlıca manzaralı olması...yani teras keyfine burada da devam edilecek, hemde ne keyif. Karşımda Çamlıca, sağ yanımda Süleymaniye, Beyazıt kulesi, Taksim...sol yanım Mecidiyeköy ve Gökdelen manzarası, sanki İstanbul değil de Amerikanyalarda yaşıyos anasını satiim :) ama alabildiğine bakması keyifli :)
Taşınmanın külfeti zor, lakin en garibi ise bir yerlere özenle tıkıştırıp saklamaya değer verdiğin ama göz önünde bulundurmadığın her şeyi göz önüne geliverir. Eski resimler,mektuplar, bazılarıyla hüzünlenir bazıları ile neşelenirsin..en komiği ise Anket defterlerini okumaktır. Bir sürü okul arkadaşının o anki ruh ve fizik haliyle kalakalmış sayfaları şimdiki ruh fizik halleriye kıyaslarsın ama yerinde yeller esiyordur. O zamanların lepiska saçlı erkeklerinin özenle yaptığı break danslarının yerini kısmen kelleşmiş ve neredeyse bir uydu kadar büyümüş göbeği almıştır...gülmekten kırılırsın.
En trajikomiği ise kendinle yüzleşmektir....uzun saçlarının özgürce savrulduğu ve incecik vücudunla çektirdiğin o artistlik pozlarını görürsün. Nedense o kafalar hep bir yamuk utanmasak yada yeteneğimiz olsa 180 derece döndürüp çektirebilirmişiz o fotoları...ne düşünüyorduk acaba :) Biri keşfetsin amk bak burada dünyanın en güzek kızı duruyor edasındayız her daim. Ben şahsen arada bir düşünmedim desem yalan söylemiş olurum...Mal gibi aynada poz poz kendime baktığımı çok iyi hatırlıyorum mesela...ay çok güldüm beeee..ne safmışız yaaa :)İnsan kendini beğenmese çatlarmış hesabı işte...mutlaka ki 6 milyar insandan daha üstün bir özelliğimiz vardır, bu avuntu sanırım hayat enerjimizin en azından bir kısmını oluşturuyor :)

En hüzünlü karşılaşma ise babamdan kalan eşyaların tekrar gözden geçirilmesiyle çıktı ki 34 yıllık yokluğu taş gibi duruyormuş meğerse kalbimizin orta yerinde..sadece üstünü örtmüşüz. Annemin özenle hazırladığı bir çift çorap ve iç çamaşırı, abimin solmuş ve oldudukça yıpranmış ama sürekli kullandığı aracın güneşliğinde bulunan fotoğrafı, benim saman kağıdı üzerine yazdığım "baba seni çok seviyorum" yazısı ve kargacık burgacık çizdiğim peri resmi sonra kardeşimin ona verdiği sarı krizantem çiçeğinin  özenle kurutulup saklanmış poşeti...kalbi için dil altı hapı, çakmağı, mendili, bir zarfın içine annemin yastığından kıyafetlerinden özenle topladığı bir kaç tel saçı vs. vs. çok bir şey olmasa da görünürde, özünde mutlu bir ailenin durduğu ana ait ve bir daha aynı mutlulukla var olmayacak bireylerin somut hüznü gibiydi o hatıraları tekrar bir bir elden geçirmek.

Velhasıl taşındık, kendimizi toplayıp yeni bir düzene dağıldık...Sağsağlim  4 kişi, 3 can toplam 7 kişilik ailemizle yine bir aradayız şükür....

Bu akşamlık bu kadar sevgili arkadaşlar...bir daha ki yazımı bu kadar uzun ara vererek yazmamaya özen göstereceğim...hepinize ayrı ayrı selamlar.

Nickimsiz Teraslı
Balkonundan iyi akşamlar diler :)

Not: Zeus ve Poseidon' un selamları var :P