Translate

29 Temmuz 2012 Pazar

Yarım....

Hayatımızda istemeden yarım bırakmak zorunda olduğumuz her şey öyle ağırlaşır ki zamanla, taşımakta zorlanırsın. Devam ederken hayat yine gülümserken içinizden ince bir acı geçer gider öylece.
Bu günde öyle bir gün yaşadım. Nişantaşını turlarken Annemle gittiğimiz yerlerden geçtim bir bir. Osmanbey de bir iskenderci, Nişantaşında sürekli gitmeyi sevdiğimiz bir kafe, alışveriş yaptığımız yerler. Şimdi onsuz dolaşırken bir yanım bomboş kaldı, içimi sıkıntı kapladı....o sevdiğim cadde çıkmaz sokak gibi öyle ıssız geldi ki. Oturdum bir yere öylece...yağmur yağmıştı bir keresinde tam kuaförden çıkmıştık, taksiye binerken annemin yırtmacı öyle bir sökülmüştü ki eve gidene kadar gülmekten kırılmıştık. Bir daha yaşayamayacak olmamız ne kötü...oysa sürekli yaptığımız günlük şeylerdi. Şimdi sadece soruyor orası duruyormu, burada ne olmuş...bu hali ile çıkartmak bile benim için öyle güzel bir olay olacak ki, ama istemiyor. eskiden yürüyüp koşturduğu caddelerden şimdi bir tekerlekli sandalye ile geçmek kimbilir ne hissettirecek ona. Anlamaya çalışsam da kızıyorum da bir yandan çünkü kendini kapattıkça ev daha çok kapanıyor içine. Bizler ise ışık bulduğumuz yerlere uçmaya çalışan pervaneler gibi...dışarı çıkmaya imkan olunabilecek her dakika yı değerlendirmenin, kendi hayatlarımıza odaklanmamızın peşindeyiz.
Bencillik, kabullenmişlik, alışmışlık her neyse adı o...ama ne isim konulursa konulsun içimde ki o sızıyı betimleyecek tarif yok, yazdıklarım sadece yaşadığımız durumun çaresizliğine en acı şekliyle hançer saplamak misali.

Nihayetinde hayatlarımızda en çaresiz olduğumuz anların izleri ince sızı halinde durmadan kanayıp duruyor. Dünya dönmeye devam ediyor. İnsanlar da bir şekilde yaşamaya. Ben son 2 yıldır her şekliyle yarım yaşayıp bütünmüş gibi oldurmaya çalışıyorum pek çok şeyi. Galiba çoğumuz da öyle yapıyoruz değil mi? Eksik kaldığımız her bir yanımızı yamalayıp sunuyoruz kendimizi avuntular buluyoruz ama hep eksiğiz kimimiz annesi yanında artk eskisi olamayacağı için eksik, bir diğerimiz kendi gömüldüğü dünyasına bazı şeyleri affedemediği için kendini avutmaya çalıştıklarının bomboşluğunda eksik, başkalarımız olduramadığı işlerinin hayal kırıklığı içerisinde eksik...eksik, eksiki eksik......bütünmüş gibi yaşamak sadece çaresizliğimizi sakladığımız bir kutu gibi, dışarımız albenisinden geçilmezken içimizde eksik olan her şeyin günbegün alışkanlığına sığışmaya çalışmakla geçiştirdiğimiz günlerin sızıları ile dolu.

Bu sızılardan vazgeçmek için bazılarımız için mümkünken bazılarımız değil....Sızılarından vazgeçmek mümkünse sakın kapatmayın kendinizi eksikliğinize, çaresi varsa çaresizliğiniz de boğulmayın sakın. Benim gibi bir çaresiz bir sızı, bir eksiğiniz varsa da mümkün olan her anı güzel anılara çevirmeye çabalayın...

Haydi Kalın Sağlıcakla

Nickimsiz terasta inceden bir müzik, inceden bir sızısı Annesi ve yalnızlığı ile.........

4 yorum:

  1. BENCE SADECE ANNE,BABA YERİ DOLDURULAMAZ..
    Gerisi zaten doldurulacaktır...
    Doğa; yani yaşam öyle bir organize edilmiş ki yaratıcı tarafından, bu boşluğu da bir şekilde dolduruyor hemencecik.
    Bazen insanlar şöyle bir düşünceye dalar olayların, yaşanmışlıkların getirisiyle; “YERİMİ KİMSE DOLDURAMAZ“...Yaşamsal olarak, bir yakınınızın ya da gerçekten hayatınızda önemli bir yeri olan dostunuzun yada sevgilinin kaybı,onun bir alternatifi olamayacak derecede yeri doldurulamaz gibi görünür insana. Ama işte bu doğanın kanunu dedikleri; “Doğa Boşluk Tanımaz” öyle birşey ki; kaybettiğin dostunun,sevgilinin yerine başka yönleriyle sana yoldaşlık edebilecek, yaşamının her alanını, acılarından mutluluklarına kadar paylaşabileceğin “yeni” bir dostla tanıştırır seni....
    vazgeçilmez” olduğumuzu hiç düşünmemeliyiz..
    Bu devinim içerisinde bir zaman tuttuğunuz yer, emin olun ki sizden önce de bir başkasınındı.
    Sizden önce burada başkaları vardı ve siz, onlardan doğan boşluğun doldurucusu oldunuz..
    Bügün ve yarın da birilerinin sizin boşluğunuzu dolduracak olmasının gerçekliğini içinize sindirmek ve arkanızdan güzel şeylerin söylenebilmesini sağlayabilmek bilincine olmanız yeterli olucaktır...
    Birgün göçüp gittiğimizde en büyük ödülümüz sadece insanların sevgisini kazanmışlığımızın anılması olabileceğinin bilincine varabilmemizdir..

    YanıtlaSil
  2. Dediğiniz gibi anne ve baba hariç her boşluk dolar elbet...kendime yonttuğum bir konu yok bu yazıda. Sadece Annem var...Öyle olduğunu salakça bir bencilliğim olmadığı için kabulünün de bilincedeyim çok şükür.
    Burada sizi rahatsız eden şey sanırım kendinizle alakalı bir durum ki ya yetersiz olduğunuzu düşünüyor yada karşınızdakini öyle görmeye çabalamaktan okuduğunuz her şeyi kendi yaşadığınız durumla yada ilişkinizle eşdeğer görmeye başlamışsınız...tabi ki bu sadece benim öngörüm, yanlış da olabilir...bilemem kendi dünyanızda ve ilişkiniz de ne yaşadığınızı. Ama benden size tavsiye kendinize ve ilişkinize güveniyorsanız her yerde okuduğunuz her konuyu sizinle alakalı yada benzer noktaları var diye kendinize dert edinmeyin.
    İlla ki dert edinip kendinize yontmaya başlamışsanız da o zaman gerçekten ilişkiniz de güven sorunu var demektir...tabi bu bana göre bir düşünce. Siz bence olabildiğince mutlu olmaya çalışın. Dediğiniz gibi bir gün sizinde yeriniz dolacak nasılsa yada karşınızdakinin yeri de...onun için ne yaparsanız kendinize :) Yorumunuz için teşekkür ederim. Kendinize iyi bakın.

    YanıtlaSil
  3. Yazılarınızda beni rahatsız edecek yada kendimle ilişkilendirecek bir durum yok sizin düşündüğünüz gibi..istediğinizi düşünebilirsiniz tabi yinede....ben sadece sizin yazılarınızla ilgili yorumlarda bulunuyorum...yazılarınızı takip eden okuyucularınızın yorumlarına bu şekilde karşı sizde bu şekilde yorumlarda bulunuyorsanız her türlü eleştiri ve bakış açısına açık oldugunuz konusunda biraz daha düşünmelisiniz bence...
    Yanılmıyorsam da bu blogta aşağıda başlıklarını belirttiğim yazılarınızın hepsinde siz kendi dünyanızda yaşadıklarınızı,kaybettiğiniz ilişkinizi, kazanmanızın mümkün olmadığı halde çabalarınızı anlatmanızı okumaktayız.... hatta tüm yazdıklarınızı tekrar gözden geçirsek daha da ekleyebiliriz..bunlardan bazıları ;
    Senden Öğrendim.....Hüzünlü Teras geceleri 1
    Travmalı Adam Sevme Sendromu
    Sevgili Yalnızlık
    Anlatılamayanı anlatmaya çabalama hali...
    Eski
    Dün Yazdığım Şeyler....
    Her Gün Neler Öğreniyoruz....
    İnsan Kendin de Olamayana Nasıl Değer Biçer ?
    Affetmek...
    Şişli de ki Robinson...
    Ben Bunalım Mücella Modunda iken...
    Mış Gibi Yapmak.......
    Alışmanın Başında.......
    Ben Dünyanın Gelmiş Geçmiş En Kötü Kadınıyım....
    Bu Gün Öğrendim...Ben Sarhoşken :)
    Kırıkkalpler Meslek Yüksek Okulu Açmayan Nickimsiz ne olsun :))
    Yazdım İşte.......
    siz daha iyi bilirsiniz ki,daha da vardır başka yazılar içlerinde çıkar dediğim gibi...

    Belki siz farkında değilsiniz ama yazılarınızın hemen hemen hepsinde yada bazıları farklı konularda bile olsa, hep kaybettiğiniz ilişkinizle ilgili cümleler, size yapıldığını düşündüğünüz haksızlıklara göndermeler var..YARIM başlıklı yazınıza yaptığım yorum da bu yazılarınızla ilgili konulara ve kurduğunuz cümlelere ilişkilendirmedir sadece...sizin yazdıklarınıza benim bakış açım buydu hoşlanmasanızda..
    ayrıca benim hayatımla ilişkilendirdiğimi düşündüğünüz bir sonuc çıkarmanız dogrusu bana tuhaf geldi.Kaldı ki sizin kadar yazı ile anlatım tarzım güçlü olmayabilir...yazar olan sizsiniz ben sadece okuyucu:)sizin hoşunuza gitmecek yorumlar yapmış olabilirim....
    elbette herkezin yeri doldurulur..zaten bu düşünceyi savunduğum için yazmıştım..siz buna inanmaya çalışın.yazılarınızdan çıkardığım sonuç bu aslında..inanmış olsaydınız tepkiniz böyle olmazdı.......mutluluk temennileriniz için teşekkürler...çok şükür mutlu olmak için çok fazla sebebim var...dilerim sizde mutlu olursunuz.
    annenizede acil şifalar dilerim...;

    YanıtlaSil
  4. amanın ne uzun yazmışsınız :) yazılarımın hemen hepsinde bir çeşit gönderme olduğunu düşünüyorsanız diyebilecek çok bir şeyim yok, sadece şunu diyebilirim yaşadığım ve yazdığım şeylerin benzer hikayeleri ile dolu çok mail alıyorum, nihayetinde aşk-sevgi gibi duygusal durumların çoğunda benim yaşadığım ve yaşattığım şeyler olmazsa olmaz durumlardır...çözülürse çözülür, çözülmezse biter gider. yazdıklarım kendimden yansıyanlar olduğu gibi başka insanların, en azında bana yazanların hayatlarından da yansıyanlardır. Sürekli bu duruma takılı kalmam yada bununla yatıp kalkmam mümkün değil zaten, çünkü zaman alıştırıyor bir kere mecburen :) Kaldı ki şu anda kendi mutluluğunu bulmuş birine buradan sürekli gönderme yapsam elime bir şey geçmez çünkü buranın varlığından haberdar bile değildir, aman olmasında :)

    Benim düşündüğüm bambaşka şeylerdir. yukarıda başlıkları ile sıraladığınız yazılarım. Şimdi buraya yazmaya çalışsam ben bile anlatamam varın siz anlayın her şeyden önce bir insan olarak ne kadar değer verdiğimi. Kırılıp yazdıklarım ise, bu kadar değer verdiğim birinden işin içine dünyalık katıp kurduğu basit cümlelerin içinde beni sokmaya çalıştığı olamadığım, olmayı beceremediğim kişiliğe olmuştur. Tabi ki de melek değilim keşke olsaydım :) ama duyduklarım ve bana yaşatılan kadar da değildim yani..neyse işte kendimselliğim kısaca bundan ibaret ve bu durumları gizli saklı kaçak göçek yaşarken benim bunu geç anlamış olmama sitemdir.

    Sizde benim kendimle ilgili ve yanımda yöremde yaşanan benzer durumlara yazdıklarımı okumuşsunuz ama daha çok, ben ne yapayım..bunun içinde bir sürü içeriği basitlikle dolu mailler aldım da...sanırım kabak sizde geldi patladı :) ben yanlış anladıysam özür dilerim. Sizin mutlu olmanıza da çok sevindim ayrıca umarım daha da mutlu olursunuz her daim..aman her kes mutlu olsun benim Ruh Öküzüm bile yani...zaten öyle düşünmesem daha neler yazmak geçti aklımdan da...kısaca insanlık halleri yaşadığımız her durum. ben onun adına kendime yapılanları unuttukça daha çok mutlu oluyorum. Nihayetinde sadece sevgili olmadık biz..birbirimizin her şeyi olduk zamanında. Kızsam da alınıp gücensem de hakkı var üstümde onun için kötü düşünebildiğim ancak yazdığım kadar işte..eh benimde o kadar lüxüm olmasın mı yaw :)

    Bundan sonra incelikli yazılarımda bu kadar gönderme yapmamaya çalışırım bende ne yapalım. Hiç o şekil algılanabileceğini de düşünmedim açıkçası çünkü yukarıdaki başlıklı yazıların içinde kendimle alakalı olanlar kadar başkalarının da yaşanmışlıkları vardı...

    Kendinize iyi bakın, nickimsiz@gmail.com a dilediğiniz konu ile alakalı yazabilirsiniz. Yarım adlı yazıda yarım kaldığım tek konu Annemdir...bir anne söz konusu ise geri kalanlar teferruat kalıyor ama yazılmadan, benzetme yapmadan geçemiyorum fazlaca kişisel olmasın diye :) Annem için samimi dilekleriniz içinde ayrıca teşekkür ederim. Sizinde anne ve babanız sağlıklı ve mutlu olsun her zaman. Saygılar.

    Not: Sizde güzel yazıyorsunuz benimkiler sadece benim kşisel merakım, okuyucu kitleside meraklısına hesabı, yani burada size ben iyi yazarım diye ahkam kesmem haddim değil. Güzel yorumlarınız için teşeşkkür ederim. iyi akşamlar :)

    YanıtlaSil