Translate

8 Temmuz 2012 Pazar

Aslında...........

Aslında öyle demek istemedim. Söylediğim ne varsa hepsi tam tersiydi içimde, derken aslında hiç demek istemediğimiz ama mecbur kaldığımız gururumuzun arkasından sallarız ya kılıçlarımızı. Öyle bir şeyden bahsediyorum. Dünyanın en büyük yalanı inkar ederken içindeki en doğruyu diyememektir kendine bile. Aslında deli gibi isterken umarsızca istemiyorum seni siktir git demektir öyle olmadığı halde.

En büyük yalan, karşımızdakine kusarken nefretimizi kendi çaresizliğimizde yok olmaktır. 3  günlük dünya ya sığıştıramadığımız o küstah gururumuzu en vahşi şekilde beslerken, aslında yokluğunun açlığında kıvranmaktır.

Ama bu dünyada bırakıp gideceğimiz şeyler öyle değerlidir ki, söylerken zafer kazanmış edasıyla son hamleyi de yaptığımızı umup can evine saplarız en keskin kılıcımızı.  Ölürken öldürürüz de karşımızda ki son kahramanı. Her şeye rağmen sana geldim, haydi tut elimden demek gerçekken, kaldığın durum la savaşarak ölmek için istemeye istemeye sende saplarsın kılıcını. Bir sevda karşılıklı can çekişip ölüşüp giderken, her iki tarafın tek düşündüğü şey düşünmemektir artık...silinip gitsin, bitip tükensin derken ortaya bıraktığın cesetler gerçeği çarpar yüzlerine, yanyana birbirine dönük, gözleri birbirine kenetli. Aslında buydu demek 2 ceset bırakarak mümkün olur. Kendimize biçtiğimiz en korkunç ceza onu kendinden, kendini ondan mahrum bırakmaktır hemde koca bir hiç uğruna. Başkalarında ondan en ufak iz bulup yarana tuz basmaktır 3 günlük dünyanın cennetini kendine cehennem etmektir bile isteye...affedilmeye değer ne varsa o koca gurur ve nefret dağlarımızın için gömüp olmadığımız kişiler olmaktır başkalarına. Hep bir yan eksik, hep bir yan pişmanlık hep bir yan durmadan sızlayan, kanayan yara...

Hani bir arkadaşım var ya onun anlattığı bir konuya ait bir yazı...demiş olduklarını aslında demek istememiş ama öyle bir kızgınmış ve öyle bir nefret varmış ki içinde, karşı tarafta boş durmamış..karşılıklı aslında çözüm bulunabilir bir  durumu kapatmışlar kanata kanata...Hüzün sinmiş yüzüne, karşı taraf ne halde kimbilir ? Bu kadar affedilmeyecek ne var ki beeeeeee...aman ben şu salak gururlarımızın içine edeyim. Acıtmak, yok etmek kanun mu sevdayı ?

Böylesi durumlarda gururlarımızı bir yana bırakıp gerekirse tekrar tekrar denemenizi temenni dileklerimle. Bir insanın ruh eşini, diğer yarısını bulmak çoğunlukla koca bir ömüre mal oluyor..kaybetmek ise ne kadar kısa. Sizler bulduysanız ve burayı okuyorsanız harcayıp gitmeyin bu kadar çabuk kendinizi ve kahramanınızı.

Nickimsiz iyi geceler diler :)

4 yorum:

  1. Bir kere ayrıldıysan, bir sebebi vardır ki ayrılmışsındır. Çözümü olan durumlar zaten birlikteyken hallolur...Eski sevgili veya eşle ayrılmamın sebebi bir çeşit yanlış anlaşma veya istemeyerek, sadece düşüncesizlikten yapılmış bir hata değildir..yapılan yanlışın köküne bakmak gerekiyor.önemli olan nokta şudur; yapılan hata veya olayın altında yatan nedenin ucu nereye bağlı bilmek ve kabul etmek gerekir...Dönüp dolaşıp aynı noktada asılı kalmak yerine bitirmeyide bilmek gerekir..Birşey bitmişse de bitmiştir. Kırık testi su tutmaz!

    YanıtlaSil
  2. Güzel ve mantıklı bir açıklama; Yalnız bu çiftin neler yaşadığını ve neleri nasıl paylaştığını asla bilemeyiz. Yüzeysel ve sıradanlığa mahkum ilişkiler yada evlilikler için dediğiniz doğrudur. Her ilişki de bir aşınma ve yıpranma süreci olur biri daha verici olurken diğeri kayıtsız kalabilir vs. onun da köküne bakıp en doğru şekil de yada ortak payda da anlaşarak çözüm yolu aramaktır bence doğru olan. Kopartıp atmak değil. Şahsen derin ve köklü bir bağ varsa arada aşılmayacak yol yoktur. Sadece sabır gerek sanırım. sizin gibi düşünmek işin kolayına kaçmak bence. Savaşmadan ölmekten yana değilim :) Yorumunuz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  3. Yazılarınızı zaman buldukca takip ediyorum..Hem cinsiniz olarakda düşüncenize ve ilişkinizi kurtarabilmek için verdiğiniz mücadelenize de saygı duyuyorum.
    Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla da mücadeleniz her defasında ne yazık ki,olumsuz sonuçlanmış..
    Sizin gibi düşünmek işin kolayına kaçmak demişsiniz:)..Oysa ki ben kimse insanın kendisinden daha değerli değildir düşüncesindeyim..hiç bir insan kimseyede kendini değersiz hissettirme hakkını vermemeli... Bunlar benim düşüncem tabii... dilinden zehir akan,konusturmayan, suçlayan yargilayıp mahkum eden,başkasını tercih edip sizi defterden silen biri için, size sabır ve mücadelenizde kolaylıklar dilerim..

    YanıtlaSil
  4. İlginize teşekkür ederim öncelikle; bu yazıda ki kişiler ise ben ve benim benzer şeyleri yaşadığım kişi değil. Bu yazıda ki kişiler şu anda birbirlerine naz kapris yapmakla meşgul, umarım sonucu da istedikleri gibi sonuçlanır :).Benim konum bambaşka gibi desem de aslında benzer durumlar. Karşı taraf beni defterden silmiş olsa da, suçlayıp mahkum bile etse o benim için hala çok değerli ve kıymetli bir insan çünkü biz o iyi dönmelerimizde sadece sevgili olmadık birbirimize. Neyse mevzu uzundur ama artık yazmak istemiyorum. Kısaca şimdi mutlu ve hep de öyle olsun. Ben her zaman onun yanında olmasam da iyi olması için dua edeceğim.Benim kırdığım zamanlar da oldu onu, onun için şimdi yargılayıp assa da vakti gelince oturup düşüneceğini ve neden böyle davrandığımı anlayacağını biliyorum. Nihayetinde bizim onunla herşeyden evvel dostluk temelli bir ilişkimiz vardı.Sevgili vs çok kolay bulunduğu gibi kolay da kaybedilebiliyor ne yazık ki. Ama gerçek dost bulduğun zaman her şey tükense de o sağlam kalıyor, en azından benim için böyle, umarım onun içinde öyle olur :) Yorumunuz için tekrar teşekkür ederim, her zaman yaz, hatta daha özel yazmak istersen nickimsiz@gmail.com' a özel yaz. Genelde buraya değilde oraya yazmayı tercih ediyor çoğu kimse, bende özelden daha özel ve rahatça yazıyorum açıkça :) kendine iyi bak :)

    YanıtlaSil