Translate

7 Eylül 2012 Cuma

Ivır - Zıvır Şeyler :)

Son bir kaç zamandır Face de ki oyunlara takılıyorum, yalnız bir oyun var kaybedince içim sızlıyor her defasın da. Şimdi bir tane anne Panda var, yawrucaklarını bir şekilde kurtarıp anneciklerine kavuşturman lazım. Eğer minicikleri kurtaramazsan oyun penceresinin kenarın da kurt var o kaçırıyor bebecikleri..anne de üzgün üzgün gözünün içine bakıyor sonra...aman Allahım ne moral bozucu bir sahne. Anne Pandanın bir oyun için bile olsa bir insanoğluna muhtaç o görüntüsüne mi yanayım, yoksa bölümleri geçemediğim zaman yawruları kurt kapıyor ona mı bilemedim vallahi... :( Akıl akıl gel kulağıma takıl ama neylersin ki benim için durum bu !

Başka bir oyun daha var o da balonları patlatıyorsun yalnız nedense bölümü geçtikten sonra hemen sonra bağlantı koptu  diyor bu hergele oyun hem canın gidiyor, hem de o bölümü yeniden oynamak zorunda kalıyorsun...Eyy bilgisayar oyunlarına can veren Ulu Allahım neden bu absürt şeyleri görmüyorsun, neden hep onlar kazanıyor da biz kaybediyoruz :)

Geçenler de bir parfümeri dükkanında 2-3 tane deodorant aldım. Orada çalışan bir travesti bir kişi var...başlar da herkes garipsedi ama çocuk işini o kadar güzel yapıyor ki alışveriş yapan herkes memnun şimdi bu durumdan...umarım bu tarz örnekler çoğalır. Neyse konu o değil, kasada ki çocuk hesabı yanlış yapmış bende epey bir ilerledikten sonra farkına vardım vee içimden ''Amaaann 3 TL den batmaz ya bir deodorant ta bedavaya gelsin'' dedim...hay demez olaydım...gecesi o çocuğu benim yüzümden işten kovduklarını görmeyeyim mi ben...sabah kalktığım da ilk iş oraya koşup o parayı vermek oldu sonra bir rahatladım ki anlatamam...haaa öyle dini büsbütün tastamam biri de değilim ama verilen emeğin 3 kuruş eksiğinin bazen nelere mal olduğunu çok iyi bilenlerdenim. Nihayetin de benim içim rahatladı en önemlisi de bu değil mi zaten :)

Kışın orta yerin de bizim terasta ki kedilerden biri 5 tane velet doğurmuştu, gecemi gündüzüme katıp, kedicikler doğal ortamlarında analarının yanında sıcak, bol emip büyüsünler diye doğdukları kolinin içine sıcak su şişeleri, analarına bol bol mama, kolinin yanından yöresinden soğuk almasınlar diye de yünlü ne varsa tıkalayıp hepsini yaşatmayı başarmıştık...biraz büyüdüklerin de anaları yanlarından ayrılır ayrılmaz bizlere alışsın da hiç olmazsa sahiplendirelim diye de alıp bunları sevip okşadık...biraz daha büyüdüklerinde ise anaları bunları bizim terastan başka yere taşıyınca ne üzüldüydüm anlatamam...neyse bunlar şimdi eşek kadar oldular...biri öldü sanırım çünkü 4 tanesini görüyorum sadece....bunlar yine gelmiyorlar ya terasa sadece uzaktan ''ulan ben bu karıyı bir yerden tanıyorum ama nerden '' dercesine şaşkın şaşkın bakıyorlar...çok alınıyorum bu duruma çook...bir tane fire versekte hepsinin büyümüş ve artık kendilerine bakabilecek durumda olduklarını görmek yetiyor ne yapalım :)

Geçenler de bana hakaret dolu mailler atan ve yazdığım her yazıyı benim özel konularımı yazdıklarımla ilişkilendirmeye çalışan bir zat-ı muhterem den bahsetmiştim. O yine yazmış yine aynı amiyane benzetmeler vs.   kendi yaşadığı ilişkiden bahsetmiş...onun ilişkisin de eski sevgili faktörü varmış, adamın aklı hala eskisine kayıyormuş hatta netten gizli gizli eski sevgilinin profilini falan takip ediyormuş, kadın sorduğun da ise ne yapayım kadın beni unutamadı hala rahatsız ediyor vs. diyormuş, sonra kadın da merak salmış acaba bunlar gizli gizli görüşüyor mu diye, kadın bu sefer her ikisini takibe almış, bu yüzden sürekli gerginlik oluyormuş araların da....buradan cevap vereyim bari, canım ben senin adamı tanımıyorum yani eski sevgilisi ben değilim senin okküsün,ben zaten hiç kimsenin ne eskisi ne de yenisi oldum...öyle kendi halimde sanıp, sandırıldım, benim olayımda bana takıntılı bir adam ve beni kıskanan adamın yeni sevgilisi durumu yok yani :) haa bu yazdıklarını aslında adama ve kadına söylemelisin ama sen bilirsin tabi...yani rahatsız olduğun ve üzüldüğün noktaları...yok gittiği yere gitsin ben bu şekil de iyiyim diyorsan...bana bu şekil yazmak seni bir şekil de rahatlatıyorsa ne diyim yaz da o kadar bel altı vurma bari, nihayetinde ben kendimi rahatlatayım diye yazıp çizdim, kimseye hele ki o cepheye yani senin yerin de olan kadına dil uzatmam ve tabiri caizse kötü mana da bir şeyler yazmak hem bana yakışmaz, hem de kendi hemcinsime bu tarz bir yaklaşım da zaten bulunamam, özünde benim sorunum adamla ve bana yaptığı ile ilgiliydi ilişkisi ile değil..yani ben durumum senin tarifinden oldukça farklı canım kardeşim :) eh bu  durumu da çözdüğümüze göre...sanırım bundan sonra daha iyi mailler alırım senden. Yaz ama beni fazlaca üzmeden yaz olurmu ? Çünkü ben bu dünya da en son kıskanılacak kadın kategorisindeyim...kız arkadaşlarım sevgilerini, kocalarını benimle 40 yıl yan yana koysalar ki koymuşlukları vardır, onların hakkında kötü düşünmek aklıma bile gelmez o derece yani...bu konuda tapu tescilim bile var. :)

Yaaa bir şey daha vardı yazacağım ama neydi unuttum vallahi...tam ıvır-zıvır tadın da bir şey di..neydi neydi.......................hah buldum (o noktalar 20 dakikayı temsil ediyor hemen yazayım, bu ara bir kahve yapıp geldim, TRT 1 de Leo diye bir film var ona biraz bakındım ve aklıma geldi sonun da :) )

Etiler de ki arkadaşım akşam raporu vermek üzere genelde eve gelir gelmez ev telefonunu alır ve tuvalete dalıp şırıl şırıl işerken beni arar ( arka fondan bu sesler çok rahat duyulduğu için gayet iyi biliyorum o da saklamıyor zaten) neyse bu gün öyle yapmamış ama bilgisayarını açmış facesine girememiş, msn sine girememiş, hay Allah nooldu bu bilgisayara diye düşünürken benim ve kankasının facelerini açmayı demeniş o da olmamış....sonun da anlamış niye olduğunu...çünkü şifreleri yazarken caps look tuşu açıkmış...sonradan anladığında bir ohh sesi ile rahatlamış ve hemen beni aramış ardından...genelde bu tarz ultra salaklıkları ben yaptığım için onun halinden anca ben anlarım elbette...ben bu tarz durumlarda ''eyvah haclendim'' diye içime bir  tırsma düşer ilk önce. Çünkü bir kere başıma geldi msn ni mi haclediler de...başka bir adresimden sevgili hackeri ikna ile şifremi geri aldıydım...hahahhaha ne komik dimi, ama doğrudur öyle bir yeteneğim vardır arada bir tutar bende nimetlerinden faydalanırım oyyyy salak yanım sağolsun, her şeye iyi tarafından bakmaya hala usanmadı gitti...ayy canım ben seviyorum kendimi ben yaaa...beni sevmeyen en kötü bitlensin ne olsun ki başka dimi ama....Kız bu durumu bana anlattı, konuyu bitirdi telefonu kapatırken bana ne dese beğenirsiniz senin yanında dura dura bende senin gibi sssss...eee saç beyinli oldum dedi...diğer demek istediğimi anladınız sanırım..işte aynen o moddayım genel de de :))

ahan da o kare..ne güzel değil mi  ?  :)
Son mevzu da şu...Balık mevsimi açıldı ya, bizim sevgili ev içi kadını her cuma fiks Balık günü yapar, amanın bayılır balık yemeğe bu hatun...denizden ben çıkayım ay bu benim yakın dostum demez bir lokmada yutar vallahi...işte bu hafta sezonu güzel bir prömier ile açmış, bir güzel palamutlar alınmış, koca işten gelmiş bunları kızartmaya başlamış...bizim hatun da bunu bir güzel fotoğraflamış...ben balık sevmem bilen bilir ama o masanın hatsayımdır, çünkü çok güzel muhabbetler döner, anılar tazelenir, en önemlisi ne kadar can dost varsa eğer mümkünse o masanın etrafındadır...hele babası o masanın sohbet üstadıdır, annesi o masanın en nazlı sultanı, kendisi sofranın kahramanı, kocası şövalyesi, kızı de o masanın gelecekte aynılarını kuracak olan veliaht prensesi...bizler ise gitsekte gitmesekte  o masanın her daim davetlisi ve baştacıyız..işte bunun için midemizi doyurmak için değil gönüllerimizi doyurmak için her zaman özenle çeker ve paylaşır bu fotoğrafları...iyi ki varsınız canım bacım yaaa :))

Haydi kalın sağlıcakla...serin serin okuyun içiniz sıcaklasın, bu gece serin gibi sanki :)

Nickimsiz mis gibi filtre kahvesi ve huzurlu bir şekilde yazdı...yalnızlığı filme daldı, bunu unuttu, ama nickimsiz asla unutmaz hemen kafasına terliği patlalltı, yakışıklı yanlızlığı kendine geldi ve şimdi Nickimsize sarıldı ve bu son cümleleri okuyor :)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder