Translate

4 Ekim 2012 Perşembe

Hayal Kurmazsan, Hayal Kırıklığı Yaşamazsın...

Az önce bir dizinin repliği olarak duydum bu lafı. Bana öyle uygun düştü ki. Öyle uzun zamandır hayal kurmamışım ki ben, nedenini bu repliği duyunca anladım ne ilginç değil mi ?

Her doğan güne umutla değil de bu gün kötü bir şey olmasın diye uyanmak adetim olmuş. Gelişine hayat oh ne rahat mı ,yoksa bu durum statik olduğu için güvenli mi ?

Bu iki cümle ile tüm bunlar aklıma düştü ya benim...Kendi derme çatma limanımda kendimi bağlayabildiğim tek güzel şeymiş hayal kurmak. Çoğu gerçek olmasa da bunları düşünerek yaşamak güzeldi çabaydı yani iyiye doğru oldurmaya...haaaa şimdi de çok kötü değilim şükür ama önceden daha iyi niyetliydim sanki, yani birilerini rahatlatırdım konuşurken..şimdi en kötüsünü deyip sen bilirsin ne bok yersen ye gibi atıveriyorum başımdan. Ben temkinli korkak adımlar da bilmezdim ki..hayat neler bırakıyor önümüze bazen ne garip, ya yutuyorsun içinde kalıyor kaya gibi ya sırtına alıyorsun taşımaya çalışıyorsun ırgat gibi, her iki durumun arasında ki seçenek ise ya yanından akıp gitmek yada üstünden atlayıp geçmek...bu son seçenekleri yapanlara hayranım..ben yapamadım lakin ya taşıyıp ancak ezilince bıraktım onda da benden kötüsü olmadı yada yuttum yuttukça hayaller uçtu gitti.

Ben severim de aslında hayal kurmayı..kim sevmez ki ? Gerçekleri göğüslemenin en iyi yoludur, o kapkara tünelin yanından yöresinden sızsa bir ışık çok mu lüx ki...değil elbette ama hazır ışıkta da gözüm yok, ben neandartel geldim öyle de giderim yanım yörem elektrik düğmesi dolu olsa, çakmaklar başımdan yağsa ille de ben ya icat eder ışık yakarım yada çalı çırpıdan ateş yakacağım diye uğraşırım :) aman buda çok salakça ama neylersiniz ki böyle gelmiş böyle gider. Şikayet ettiğimden değil ama şu iki cümle beni kıç üstü oturttu ya bir güzel, yazmadan edemedim. Merak etmeyin kendimi böyle de seviyorum, oyy canım ben :)

Bu arada epeydir iletişim bölümü yapamadım içimden de gelmiyor açıkçası çünkü son bir kaç gündür aldığım 3-5 mail oldu tüm hevesim kaçtı. Şimdi ince detay yazmayayım, sadace ilgilisine sesleniyorum adımı soyadımı bilen herkes buraya çok rahat ulaşır, dileyen dilediği gibi okur nasıl isterse öyle algılama şekli de okuyucuya  aittir. Burayı binlerle sayılacak kadar insan okuyor belki...yani okuyana da yorum yapana da sınır yok, kim okuyor diye tek tek takip edecek durumum da yok..gelen yorumlar bile çoğunlukla arkadaşlarım ve bildikleride dahil olmak üzere adsız geliyor...yani beni geren bir durum yok, kime cevap verdiğimi bilsem yine aynı şekilde yanıtlardım emin olun..onun için de rahat olun benden yana sıkıntı yok :) Bu kısım şahsa özel oldu lakin isim cisim bilmediğim için tanımadığım insanlarla tanıdığım insanların özelden meraklısı gibi dedikodusunu yapacağıma buraya yazmayı uygun buldum...Bir daha böyle mailler almamayı umuyorum yazan kişiye de kendi hayatınıza bakın diyorum..ağır mı oldu pek bilemiyorum ama sürç-ü lisan ettiysek affola....

Nickimsiz yakışıklı yalnızlığı ile belgesel moduna girer sonra da kıçını devirir uyur :)

2 yorum:

  1. Meleğim hayallerinin olacağı zamanlarda olacak.Seninle dertleşirken ses tonun bile beni rahatlatmaya yetiyor. Kendini hiç hafife alma, sen önce insanı iyice bir haşlar sonra öyle bir yumuşatırsınki sesinin tonu ruhuma, gözlerinin karası içime aydınlık verir. İstesen bile kötü olmayacak kadar yumuşak bir yüreğin var senin ve ben bunun için canımı bile verirdim. İnanmıyormusun, az sonra kapın çalacak ve bil bakalım ne göreceksin karşın da !

    YanıtlaSil
  2. Buralara yazmasan da rezil olmasak diyorum ama kime diyorum acaba ? Sana buraya yazmasını kim öğretti buldum, önce onun yuvasını yapacağım sonra da senin sıran gelecek :) Canım arkadaşım, ne yazayım bilemedim ama teşekkür ederim. Keşke bu kadar düşünceli ve çılgın olmasan da bende kendimi köşeye sıkışmış sanmasam, ne dersen de böyle düşünmekten kurtaramıyorum kendimi, sen de bunu anlayabiliyormusun acaba ?

    YanıtlaSil