Translate

4 Kasım 2012 Pazar

Biz Hatungillerin Kaçak Bölgeleri :)

Çoğumuz homini gırtlak yediğimizden bazı bölgelerimiz normallerin üzerine çıkıyor (ay bakın nasılda kibar kibar yazıyorum, çünkü ucu bana da dokunuyor ya:) )

Ben bu tip fazla yerlere kaçak bölge diyorum, kilo değil, toplu değil, kaçak bölge..mesela benim en büyük kaçak bölgem karnım...utanmasam iskana açıp toplu konut bile dikesim var o derece yani.  Hayır yarın bir gün devlet onunda vergisini ister benden, o derece fena yani. Üstümüzde yaşayan bilimum mayk vb. bakteriler, güccük böcükler için toplu site yapayımda sevinsin garibanlar, kış geldi malum hepsinin sıcak yuvalara ihityacı var...Kahrolsun içimde ki her türlü canlıyı sevme ve koruma iç güdülerime...yakında mikrobik canlıları sevme, koruma, kollama derneği kurar, bu derneğe bağlı barınak bile yaparım...canlılar minnacıcık olduğu için sorunda olmaz, arada aklına esen de silahını alıp bu barınaklarda yaşamaya çalışan yavrucakları vurmaz da hem...neyse konumuz bu değil zaten, eğer unutmazsam onlara özel bir sıvama yazısı da yazacağım ama şimdi değil.

Mesela bizim ev içi kadının simit yaylaları (bel ve kalça kısım dolgunluğu) var...askerler oralarda eğitim yapabilir o kadar engebeli bir arazi parçası şeklinde yani (yarın bunu okuduğun da ya benim canıma okuyacak, yada gülmekten yarılacak) henüz tam kestiremedim ne yapacağını :)

Etilerde ki arkadaşımın göbeği ise uzaydan bakıldığında dünyaya sonradan eklenmiş bir yeryüzü parçası gibi duruyor...ama o bu duruma kesin çözümü buldu nihayetinde, baktı ki seve seve vazgeçemiyor yemekten eee öpe öpe vazgeçirdi kendini bundan...gitti midesini bir kuş kursağı kadar yaptı..şimdi 2 damla su içsin sanki bir kuzu çevirmesi yemişde keyifle doymuş gibi bir geğirmesi var akıl oynattırır adama :) Geçen gün 3-5 tane leblebi yemişte 2 gün eritemedi ya...ah ah vahim yani bu kaçak bölge durumları.

Birileri de bize tenkit edercesine nasihat verir ya...sanki sen bilmiyorsun, biliyorsun da zaten beyin hazır değil yada sığındığın tek durumsal his yumağı o, ama biri sizin ciğerinizi deşer gibi söylediğinde ay çok yiyorsun yeme artık diye...gece kalkıp inadına buzdolabı önünde secdeye duruyorsun, yada kimse görmeden aslında ikazını almadan önce aklına bile gelmeyen yiyeceklerin hayalleriyle bir hırs bulduğun yiyeceklere saldırıyorsun...

Biz Türk Hatungilleri genetik olarak bu extra alanları sonradan bünyemize katma geni ile geliyoruz dünya ya...utanmasak kendi gezegen sistemimize en süslü gezegen olarak eklenebiliriz bile o derece. Kendimizi her tarafımızdan büyütebiliriz...ne güzel dimi ? :)

Bazılarımız da bu kaçak bölgeleriyle barışık yaşarmış gibi dururken olmadık bir yerde yapılan en ufak bir espriye bile tahammülsüzlüğümüzü gözler önüne serer...sonradan toparlamaya çalışırız ama ne fayda, içimize itelediğimiz bu durumu ele veren yine biz olmuşuzdur bir kere :)

En içimizde kaçak bölgelerimizin ağırlığına olan takıntımız var...yanımızda yöremizde olan insanların da bizi ahkam keser edası ile yola getirme durumlarına değil, daha insani ve daha şevklendirici yönlendirmesine ihtiyacımız var....yok mu ? bence bal gibi var :)

Bir gün sadece zayıflamayı düşündüğümüz anları enejiye dönüştürüp çok fazla zamana yaymadan çabuk ve etkili olarak zayıflamayı sağlayacak bir teknoloji üretilecek mi acaba ? ne süper olurdu dimi ama :))

Haydi kalın sağlıcakla...sıcak sıcak okuyun kalmasın :)

Not: Nickimsiz'in kendi çabası ile boka çevirdiği hafta sonu, yine kendi isteği ve duygusal bakış açısına şans verme isteği ile harika 2 güzel güne dönüştü :) her zaman derim en iyi plan plansızlıktır :))


2 yorum: