Translate

8 Kasım 2013 Cuma

Nickimsiz ve Dikican :)

Bilindiği üzere her boktan biraz anlayıp çakozlayan benzadenin çocukluk hayali bir dikiş makinası alıp üstünde tır tır kıyı bucak oraya buraya çiziktirdiği modelleri dikebilmekti....

Malum, Anneciğim babam öldükten sonra  tek yapabileceği iş dikiş dikmek olduğu için iş kariyerine bir konfeksiyon atölyesinde başladı...senelerce çalıştı kadıncağız bu arada nerede çalışsa bizde okuldan çıkar damlardık çalıştığı yere. Bazen yardım ederdik yapılan işlere annem ya dikiş ipliklerini temizlemek için makası verirdi elimize yada yaka arkası tela yerleştirirdik yada olmadı elimize bir parça kumaş verir zaman geçirmemizi sağlardı.

Ben bu kumaşları abuk sabuk kesmek yerine kumaş mankenin üstünde çeşitli elbise modelleri yapmaya başladım toplu iğnelerle ne fırfırlar ne janjanlı modeller çıkartırdım bilseniz. Annemin patronu vardı Kadir amca yaşıyorsa Allah sağlıkla uzun ömür versin bayılırdı çıkarttığım modellere büyüdüğünde stilist ol elin çok yatkın derdi..neyse işte taaa o günlerden bu yana içimde ukde olmuştur, çocukken bıraktığım bu hobimi tekrar elime almak 40 yaşımdan sonraya kısmet oldu ama yaptım nihayet.

Herhalde sürekli yaptığı iş olduğundan eve almadı dikiş makinası, bizde farklı dallara eğildik zamanla...ama ara ara çizerdim aklıma gelen modelleri...kariyer uğruna harcadık yani o güzelim hobiyi :))

Chessecake, Tiramisu ve yaptığım diğer ürünleri ünlü bir kanalın ve gazetenin kantinine sipariş üstüne satmaya başladım, açıkçası daha önce yaptığım dekoratif ve kullanım amaçlı hasır ve tahta ürünlerden daha çok kazandığım kesin...niye daha önce yapmamışım acaba...demek ki deneme yanılma yöntemi ile oturuyor bazı şeyler yerine...hoş bende ticaret erbabı hiç olmadım ve olamayacağımda garanti ama ana sermaye ile kalan kar oranını nihayet ayırmayı başardım...bendeki akıl kimsede yok vallahi :) işte bu olayı çözdükten sonra kar kısmını iyi değerlendirmeye başladım ve az bir miktar biriktirdiğim paradan her evde kalmış kaknem suratlı karının hayali olan (bahsettiğim kişi benim bu arada) Singer Dikiş Makinası aldım. Hoş her genç kızın hayal kısmı artık eski moda kaldı ama neyse...şimdiki genç kızların hayallerinde çok başka şeyler var sanırım :)

Ben genelde ahım şahım giyinip sokaklarda saçımı attıra savura gezen biri değilim...bakkala bile bir arkadaştan yadigar uzun evliya cübbemle gider gelirim...yani es kaza kaza felan geçirsem o cübbenin fermuranın altından deli şeyine yapışmış gibi hastası olduğum günlük ev kıyafetlerim çıkacak ki ev içi rahatlık ve pejmürdelik konusunda uzun süreli ihtisasım olduğu için bana göre garipsenecek bir durum değildir...hatta abartıp yaklaşık 20 yıl önce aldığım ünlü bir markanın artık lime lime olmuş atletini yaz ayları üstümden çıkartmam...o kadar kadınların yüz karası modeliyim gerisini varın siz anlayın artık :))

Heee makinayı aldım ama 2 tır tır yapıp bir köşeye atmadım hemencik...kendime hoş bir staplez diktim sonra yastık vs diktim yetmedi kenalarına nakış vs yaptım...amanın ne beceri ne hüner sormayın gitsin bende...

Bizim evde hatun hakimiyeti daha fazla olduğu için hayatımızı kolaylaştıran her türlü cihaza bir erkek ismi veriyoruz mesela çamaşır makinasının adı Ahmet, bulaşık makinasının adı Ökkeş, buzdolabı  Ayaz, fırın İdris vs. Dikiş makinasının adını ne koysak ne koysak diye düşünürken diken, siken, miken vs. adını Dikican koyduk adınıda Türk Sanat Müziği eşliğinde motoruna 3 kere üfürdüm yani adını da mühürledik yani makinanın....

Velhasıl şimdilerde odamın bir köşesi bilgisayar köşesi, bir tarafı televizyon, bir köşesi de Dikican köşesi oldu...masanın üstünde tüm haşmeti nostaljik hali ile şu an bana bakıyor yanında Çılgın kediciğim uyuyor, masanın hemen altında sepet içinde kumaş parçaları duruyor..masa üstünde hasır bir sepetin içinde mezro, renk renk iplikler bir adet orta boy tahta kasnak ve makas yerlerini almış gülümsüyor...kısaca hayatın bu cephesi oldukça sade, biraz nostaljik, huzurlu, iyi, güzel...hepsinden ortaya karışık şekilde  yani :)

Eh dikiş makinası şerefine buraya Türk Sanat Müziği iyi gider sanırım...rım rım rım





                             amanın tam terzi moduna girdim iyimi :)) şarkı çok anlamlıdır ayrı bir severim....

Nickimsiz hak eden herkese en bi güzel günler diler ve ultra süper yakışıklı yalnızlığının koynunda birileri ile fısır fısır konuşmaya gider...kikikiikiikiki :)




3 yorum:

  1. kendinizle bu kadar barışık olmanızı kıskanıyorum bende sizin gibi olabilsem keşke

    YanıtlaSil
  2. o kadar barışık değilim ama çabalıyoruz işte...teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  3. iç barışınıza hayranımmm ve sadece sizi örnek alıyorum tüm yazdıklarınızı okudum sanal ve reel ne yaşanmışsa gün gün sahiplenmen imrenilesi bir tutum bence bu yazılanlar daha da geliştirilmeli ve kitaplaştırılmalı çünkü sadece sen varsın senin konumlanışın kin yok öfke yok tepki yok inanılmaz bir kadınsın yücesin hatta tanrıçasın keşke daha çok olsaydınız keşke annelerimiz abllalarımzıda öyle olsaydı gerçekçi yazma yolunuz otobiyografik klavyeniz susmasın

    YanıtlaSil