Dün buraya geldiğimden beri ilk defa biraz dolaşma fırsatı buldum. Kendi halinde daha çok pansiyonların olduğu bir yermiş. Limana doğru yürüdük, bakkaldan birşeyler aldım. Dönerken otelden başka arkadaşları oturup sohbet ettik vs. Sabah Kahvaltı bana kitlendiği için erken yatmam lazım ama nerde bende o uyku kraliçesi olma hali. :)
Dün, sabaha herşey hazır olsun diyerek gecenin bir vakti daldım mutfağa...her bir şeyi hazır ettim. Üzerimde meşhur spraplez elbisem ve önünde kanguru gibi cebi olan bir önlükle kendimden geçmiş çalışırken bir adam girdi mutfağa...biribirimize bakaldık öylece. Neden sonra adam benim garip kıyafetimi incelemeyi bıraktıktan sonra. Boş odanız varmı diye sordu ısrarla. Yok haftasonuna kadar doluyuz deyince adamceğiz hayal kırıklığına uğradı tabi...e düşünsenize bu kadın böyleyse diğerleri de herhalde bikini ile servis yapıyordur diye düşünmüştür sanırım. Sonra başladı muhabbete burası kaç yıllık kaç yıldır sizde vs. adama kısa ve öz burası benim değil ben sadece kafayı çizdim, şişlinin en orta yerinden buraya kendimi sürgün ettim deyince adam ne diyeceğini daha da şaşırdı. Siz bence bu gece gidin, yarın kahvaltıya gelin dedim, o zaman yetkilimiz ile görüşürüz ona gööre bilgi alırsınız dedim...Nihayetinde adan gönülsüz gitti ama bu sabah geldi mi, yer buldu mu yerleşti mi haberim yok :)
Burada servisteki kızların güzel anekdotları var ama şimdi yazmaya halim yok...şimdi müsadenizle gidip mutfakta son kontrolleri yapacağım.
Nickimsiz büktüğü Palamutun en uç köşesinde, sahilde...sigara içiyor...yalnızlığı yorgun olduğu için kıçında pireler uçuyor. Yalnızlık bile yanımda değil lanet olsun içimdeki ıssız kadın sendromuna :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder